Hİç birbirimizi aldatmayalım.

Şehitler ölmez deniyor ama şehitler de ölüyor.

Öyle ya da böyle sonuçta bir ocak sönüyor.

Bir annenin yüreği yanıyor, içi kanıyor.

Bir babanın yüreği eriyor.

Bir eşin dünyası kararıyor.

Küçücük çocuklar yetim kalıyor...

Şehitler ölmez deniyor ama şehitler de ölüyor.

Hatta şehitler iki kez, bazen de pek çok kez ölüyor.

Çünkü bu ülkede pek çok şey gibi şehitler de, şehit aileleri de siyasete alet ediliyor.

Sayın Cumhurbaşkanı, Rize’de, AKP Genel Kurul Toplantısında, üstelik canlı yayında Gara’da şehit edilen şehitlerimizden birinin annesini telefonla arıyor.

Acı taze, doğal olarak karşı taraftan ağlama sesi geliyor.

Kaldı ki, karşı taraftan böyle bir sesin geleceği belli.

Zamanı mı şehit anasını o an, o saatte aramak?

Üstelik de tüm televizyonların canlı yayın yaptığı bir siyasi parti genel kurulunda, açık mikrofonların önünde?

Bir şehit acısını paylaşma yeri midir, böyle bir ortam?

… …

Sosyal medyada yürekleri kanatan bir resim dolanıyor. Bir şehit mezarı ve o mezarın başında ağlayan bir baba.

Ve bu resmin altında, o babanın ağzından yazılmış bir yazı…

“…,Nutuk atan atanaydı, cenazende oğul.,. Hepsi siyah takım elbiseliydi. Protokolde ön safta yer almak isteyenler tarafından dirsek üzerine dirsek yedim. Kamerayı gören, koluma girdi. Flaşlar, kameralar, muhabirler derken… tören bitti.

Tören biter bitmez ve de kameralar çekilir çekilmez; herkes mercedeslerine binip gitti.

Bir tek sen ve asker ceketimle ben kaldık oğul…”

* * *

Şehitler ölmez deniyor ama ölüyor.

Ana için göz nuru ölüyor.

Baba için oğlu ölüyor.

Eş için kocası ölüyor

Çocukları için babaları ölüyor.

… …

Ben düşündükçe, ölüyorum; onlar vuruldukça, nasıl ölmezler.

Ben kendini, yerden yere atan o şehit anasını, o şehit çocuklarını gördükçe, ölüyorum; onlar nasıl ölmezler…

Ben onların, siyasete alet edildiklerini gördükçe, ölüyorum; onlar nasıl ölmezler.

Ben onlara olan sözde ilginin, onlar defnedilene kadar olduklarını görüyor, ölüyorum; onlar nasıl ölmezler.

Ben onların eşlerinin, çocuklarının sersefil olduğunu görüyor, ölüyorum; onlar nasıl ölmezler.

Şehitler ölmez deniyor ama şehitler de ölüyor.

Hele hele birileri onları suiistimale devam ettikleri sürece bir değil, iki kez ölüyor.