Ülkemiz de 25 Şehir Hastanesi yapılıyor. 10 adedi tam kapasiteli, ikisi kısmi çalışmaya başladı bile.

Şehir Hastanelerinin gerek yapım, gerek maliyet ve işletmesi iktidar ve muhalefetin tartışma gündeminde. Başından belirtelim bu hastaneler acıyı dindirmeyecek, sade vatandaşı ve dar gelirliyi iyiden iyiye acıtacağa benziyor.

İktidarın sağlıkta dönüşüm adı altında, geldiği nokta Kamu Özel Ortaklığıdır.(KÖO) sözün özü, sağlık hizmeti veren devlet yerine, sağlık komisyonculuğu yapan devlet durumuna dönüşmüştür. Unutmayalım sosyal devletin temel koşulları, sağlık, eğitim, güvenlik gibi temel konuların ücretsiz olmasıdır. Yoksa devlet sosyal devlet olma niteliklerini yitirir.

Bunun adı devlet olanaklarını özel sektöre peşkeş çekmektir. Şehir Hastanelerinin yapım ve işletme süreci de açıktan bu peşkeşi ortaya koyuyor. Bu devletin özel sektörle anlaşıp 1 liraya olacak işi üç liraya halka satarak kârı (fifti fifti) yarı yarıya bölüşme projesidir. Parası olan hizmetini alır, alamayan yolda kalır. ‘Ölen ölür kalan sağlar bizimdir’

Devlet özel sektöre arsayı veriyor, özel sektör inşaatı yapıyor, yurt dışı krediler kullanıyor. Yurt dışı borçlanmalarda İngiltere Mahkemeleri yetkili kılınıyor. Kısaca kendi mahkemene güvenmiyor İngiliz Mahkemelerini yetkili kılıyorsun.

Düşünebiliyor muyuz? İktidar köylerden sağlık ocaklarını kaldırdı, şimdi de Devlet Hastanelerini kaldırıp halkı eli mahkûm özel veya şehir hastanelerine muhtaç ediyor. Yani ‘Kırk katır mı? Kırk satır mı?’ diyor. ‘Ya devlet başa, ya kuzgun leşe’ diyor.

İktidar halka maliyetleri ve sözleşme metinlerini açıklamıyor. Şeffaf değil, sınırlı bilgilerle buz dağının gözüken yüzü budur. Hazine ve kur garantili bu anlaşmalar. Ekonomiyi batıracak boyuttadır. İşler ters gidince fatura yine halka çıkacak. “Hatta çocuklarımızı da aşarak, torunlarımıza dek yansıyacak bir borç olduğu ortada. Kalkınma Bakanlığı’nın Ocak 2016’da yayınladığı verilere göre; 17 hastane için şirketler 9 milyar 869 milyon $ (yaklaşık 10 milyar USD) harcayacaktı. Buna karşın devlet şirketlere (2015 rakamlarıyla) 27 milyar $ ödeyecek (yazı ile yirmi yedi milyar $...Erzurum Devlet Hastanesi devlet eliyle tam donanımlı olarak 193 milyon Türk lirasına (TL) yapıldı. Oysa Adana’da aynı çaptaki hastane için şirketler 430 milyon Euro ( dikkat TL değil) fiyat çıkardılar.”1

Doğal olarak özel şirketler önce edeceği kârı bilir. Her hastanenin bir yıllık kirasına, bir Devlet Hastanesi yapılabiliyor. Rantın bu ballı, kaymaklısı görülmemiştir. Devlet arsayı, personeli, hastayı, işletme hakkını veriyor, Üstüne garanti, imtiyaz ve rant veriyor. Dahası bir de kira ödüyor. Ohh ‘yeme yanında yat’…Siz hiç sıfır riskli böylesi ballı ticaret gördünüz mü?

Dünyanın süper gücü ABD covit 19 salgınında sınıfta kaldı. Rezil oldu. Neden? Çünkü sağlık paralı ve parası olmayan halk sokaklarda, parklarda parasızlıktan ölüme yatıyor.

Bu proje sağlamı da hasta eder. En çok canı yanacaklar da sade vatandaşla birlikte, iktidarı gözü kapalı alkışlıyanlar olacak. Geçme garantili yol ve köprülerden geçerken canının yandığı gibi.

Tam uygulamaya geçince görülecek ki şehir hastaneleri yangını, halkın sadece kesesini değil yüreğini de yakacaktır. Hastane duvarları, ağlama duvarlarına dönecek.

http://ahmetsaltik.net/2019/07/26/sehir-hastaneleri-yap-islet-ben-oderim-bir-koy-uc-al/