ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ

 İnternet denen mucize, dünyaları ekranınıza getiriyor.

İyi de var, kötü de…

Doğru da var, yanlış da…

Ama her şey var.

Öyle olunca, iyiyi, doğruyu seçmek de size kalıyor.

Keyif almak da size kalıyor, yerli-yersiz gerilmek de…

Örneğin Temel’in şu sözünü okuyun ve rahatlayın:

“Dünyada dahiler gittikçe azalıyor.

Newton öldü, Einstein yok, Steve de gitti.

Bu aralar ben de kendimi iyi hissetmiyorum.”

*

Neyzen Tevfik de ne demiş bakın:

Hayat, çatlak bardaktaki suya benzer.

İçsen de tükenir içmesen de.

Bu yüzden hayattan tat almaya bak.

Çünkü yaşasan da biteceeeek yaşamasan da...

*

Ve de “kahırname”:

Konuşuyorsun, muhatap olma diyorlar.

Çekip gidiyorsun, mücadele et diyorlar.

Alttan alıyorsun, tepene çıkardın diyorlar.

Bağırıyorsun, sakin ol diyorlar.

Aklı başında davranıyorsun, bu kadar uslu olunmaz diyorlar..

Ölünce ne diyecekler?

Muhtemelen ...ölüm sana yakışmadı.

Normal tabii, dirimizi beğenmediler ki ölümüzü beğensinler.

*

Bir de politika:

Afrika’da bir devlet başkanı demiş ki:

Batılılar geldiklerinde ellerinde İncil, bizim elimizde topraklarımız vardı.

Bize, gözlerimizi kapayarak dua etmesini öğrettiler.

Gözümüzü açtığımızda ise;

Bizim elimizde İncil, onların elinde topraklarımız vardı.

Patagonya’da bir vatandaş ise şöyle konuşmuş:

Geldiklerinde elimizde özgürlük, laiklik, cumhuriyet vardı.

Bize, kömür verdiler, aşevinde yemek verdiler,

Gözümüzü kapayarak tekrar oy atmamızı istediler.

Gözümüzü açtığımızda ise,

Bizim başımızda türban, yüzümüzde sakal, onların elinde ise para, iktidar vardı..

ANLAMAYANA DAVUL-ZURNA AZ