Bu günlerde konuşacak yeni bir konu bulduk. Haber duyulur duyulmaz herkes onu konuşmaya başladı. Sosyal medya denilen sanal ortamda paylaşım üstüne paylaşım yapılıyor. Genç kızın ailesi adına abisi açıklamalar yapıyor. Ülkemizde birçok ailenin hayal bile edemediği kazancı olduğunu söylüyor. Kardeşine okuması için ne kadar para gönderdiğini sır gibi saklamıyor. Gazetelerde, televizyonlarda bir süre bu konu gündemde tutulacak. Ne kadar süreceğini ise gündeme düşecek yeni haber belirleyecek.

Üniversitede okuyan bir öğrencimiz, hayat dolu gencecik kızımız intihar ediyor. Yaşadığı acıları sanal ortamda paylaşmış. Bugünlerde benzer intihar olayları haberlerde yer almaya başladı. İntihar nedeni olarak gösterilen psikolojik sorunlar, aslında bir sorun mu yoksa birer sonuç mu; ona herkes kendi anlayışına göre karar verecek.

Tartışmaların yoğunlaşınca üniversite yetkilileri geri adım atmaya başladı. Acılar büyütülmeden yanlıştan dönmek mümkün olmaz mıydı? Belediyeler, farklı kuruluşlar, üniversite öğrencilerine ucuz, kaliteli yemek yedirebilmek için yarış içine girdiler.

Belki yarın, belki daha kısa süre sonra başka konuları konuşacağız. Sanki hiç yaşanmamış gibi bugünlerde konuştuklarımızı unutacağız. Ucuz, bedava verilen yemekler görülen lüzum üzerine gereğinin yapılması yoluna gidilecek. Ateş, düştüğü yeri yakmış olacak. İnsanlarımız, farklı şeyleri konuşmaya başladığında kendi sorunlarının uygun bir şekilde çözüm yollarını her zaman olduğu gibi ön planda tutulacak.

Sadece kendisi konuşan, en yakınındakileri bile dinleme zahmetinde bulunmayanlardan farklı şeyler bekleyemeyiz. Her konuda doğru olanı bilenlerden başka bir şey bekleyemeyiz. Onlara göre okuyandan bir şey olmuyor. Üniversiteyi bitirenler işsiz geziyor. O halde okumanın bir anlamı yok. Gençlerimizi aç susuz boşuna yıllarca okutmasınlar!

Eğitim, onun ayrılmaz bir parçası olan öğretim, asıl niteliği ile ele alınmıyor. Bir zamanlar öğretmenler, sorunlu öğrencilerin velilerini okula çağırırlardı. Öğrenci velisi çocuğunun okula gelmesini isterdi “Okusun, hiçbir şey olamazsa öğretmen olur.” Sonuçta kimin hata yaptığı belli olurdu.

Günümüzde ise üniversiteler sadece diploma veren kurumlar olarak görülüyor. En iyi okulları kapatalım. Okullar olmadığında ülkemizin bir sorunu çözülmüş olur.