Duymuş muydunuz?

10 Ekim, yani bugün “Dünya Ruh Sağlığı Günü” imiş.

Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu tarafından 1992 yılından bu yana kutlanmaktaymış. Amaç: Ruh sağlığı sorunlarının toplumun gündemine taşınması, bu alanda uygulanan politikaların değerlendirilmesi ve farkındalık yaratılması…

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünyada 300 milyondan fazla kişi depresif bozukluklar, 250 milyondan fazla kişi de kaygı bozuklukları yaşıyor. Her iki rahatsızlığın neden olduğu üretkenlik kaybının dünya ekonomisine maliyeti de 1 trilyon dolar olarak hesaplanıyor.

*

Başta işsizlik, ekonomik sıkıntılar, aile içi huzursuzluklar, çevresel psikolojik baskılar, ruhsal rahatsızlıkların oluşumu açısından hemen akla geliveren risk faktörleri. Bütün bunların yol açtığı ruhsal bozukluklar, tükenmişlik sendromunu, alkol veya madde bağımlılığını, agresif ve geçimsiz bir negatif kişiliği beraberinde getirebiliyor.

*

İş hayatında ruhsal bozukluklara neden olan faktörlerin başında ise “mobbing”, yani bezdirme ve psikolojik taciz geliyor. Avrupa’da bu oran yüzde 5 olarak belirlenmiş. Ülkemizde ise yüzde 10…

TBMM Komisyon Raporu’na göre, mobbing türleri, yıldırma ve yıpratma, kapasitenin üzerinde iş yükleme, alay etme, küçük düşürme, hakaret şeklinde sıralanıyor. Ve sonuç, korku, stres, içe kapanma, çaresizlik, orantısız tepki gibi ruhsal bozukluklar olarak ortaya çıkabiliyor.

*

Çalışma yaşamında kadınların maruz kaldıkları psikolojik baskı ve tacizleri ise çok daha farklı değerlendirmek gerekir.

Kadın-erkek eşitsizliğinin veya cinsiyetçi bakışın sonuçlarını, ne yazık ki gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinde hemen her gün sarsıcı biçimde görüyoruz. Ve bunun yarattığı psikolojik travmaları, “insanlığın utancı” olarak izliyoruz.

*

Çocuklukta var olan bazı ruhsal bozukluklar, dikkatlerden kaçırılırsa, ileride daha ciddi sorunlara yol açabiliyor; dikkat eksikliği ve hiperaktivite gibi… Ama, çocuğun içine doğduğu aile ortamı ve çevre koşulları, kişilik oluşumu açısından çok daha önemli ve belirleyici. Ruhsal bozuklukları besleyen en ciddi etkenlerden biri.

Çocuk daha dünyayı tanımaya başladığında, yoklukla, yoksullukla, şiddetle, sevgisizlikle karşılaşırsa, ruhsal yönden ne kadar sağlıklı büyüyebilir, nasıl doğru bir kişilik edinebilir?

Gençlik aşamasında içinde kalacağı ortam da, aynı şekilde olumlu ya da olumsuza doğru yönlenmesinde belirleyici etken olacaktır.

*

Şu günlerde, pandemi dolayısıyla caddelerde, sokaklarda, meydanlarda karşılaştığınız insanların maskeli oluşu, yüz ifadelerini çözmenize engel oluşturabilir, ama çok iyi biliyoruz ki, büyük çoğunluk kaygılı, mutsuz ve umutsuz …Ve bu asık suratlıların arasında pek çok da, ruhsal sağlığı yerinde olmayan insan var.

Yaşam koşulları düzelmedikçe de bu böyle olmaya devam edecektir.

Sık sık tekrarladığımız “daha yaşanır bir Çorum” hedefinin içeriği zaten, sağlıklı ruh halinin bir takım gereklerini de barındırıyor.

“Dünya Ruh Sağlığı Günü”nde tekrarlamak gerekirse; daha yaşanır bir Çorum, daha yaşanır bir Türkiye!

Tüm çaba bunun için.