İşletme yaşamı içerisinde (yöneticiler açısından) en zor yapılan görev yeniden yapılanma ve değişimlerdir. Değişim olmadan firmaların standartlarını uzun süre korumaları ve idame etmeleri mümkün değildir. Değişim ve gelişim kaçınılmaz bir biçimde kendini hissettirecektir. Çağımızda değişim kaçınılmazdır ama işletme yaşamı içerisinde bu durumun gerekliliği çoğu zaman göz ardı edilir.
Şirketlerdeki kemikleşmiş yapılar ve durumdan memnun olanların direnci her zaman zorluk çıkarmaktadır. Birçok işletmede bu sıkıntıları yaşamış ve mücadele etmiş biri olarak söyleyebilirim ki “YÖNETMEK ÇOK KOLAY AMA DEĞİŞİM HER ZAMAN ZOR OLMUŞTUR”. Bunu hisseden çok fazla yönetici olduğunu sanıyorum, hatta bu değişimler sırasında engeller yanı sıra baskı ve tehdit gördüğünü söyleyecek olanlarda vardır.
Tehlikesi veya zorluk derecesi ne olursa olsun işletmelerin değişimi gelişimi ve personelinde bu değişim ve gelişimden uzak tutulmaması başarılı ve kazançlı günler için kaçınılmaz gerçeklerdir.
Her şeyden önce yönetenler geliştirmenin ve buna bağlı değişimin faydalarına bizzat inanmaları gerekir. Zira “KENDİSİ İNANMAYAN BAŞKALARININ DA İNANMASINI BEKLEYEMEZ”
İnancı ve donanımı olan yönetenin personel gelişiminden beklentileri çoğu zaman:
• Çalışanın bilgisinin artması
• Genel kültür yanı sıra işletme kültürünün artışının sağlanması
• Becerilerinin geliştirilmesi ve işiyle ilgili uygulamalarda bunun kullanılması
• Teknolojik kolaylıklarla ilgili personel uyumluluğunun sağlanması
• Nihai aşamada bilgi ve emek katkısının işletme yapısının önüne taşınması ve yaratıcı fikirlerin ve uygulamaların hayata geçirilmesine olanak sağlamak
Yukarıda yer alanlar ideal bir süreç olmaktan çok gerekliliktir diye düşünüyorum. Piyasaya bakarsınız çok başarılı işletme çalışanlarının arka planında bu analizlerin hayata geçirilmiş olduğunu göreceksiniz, bu işletmelerde personel iş başı yaptığı andan itibaren sürekli eğitime tabi tutularak gelişimi sağlanmış, işletme kültürüne inancı ve verimliliğe olan katkısı daimi şekilde yapılandırılmıştır.
Üretimimin tek başına yeterli olmadığını bir çok defalar açıklamıştım, üretimin yanı sıra diğer bir enstrüman olan personel gelişimini kullanmadığınız taktirde sürekli yeni eleman aramak zorunda kalır ve yüksek maliyetlerle karşılaşırsınız, ayrıca bir çalışan gözlüğü ile konuya baktığınızda “kendinizi geliştirmeden çalışma ısrarınız halinde iş akdinizin en kısa sürede sona erebileceğini düşünmelisiniz”
Personelin eğitimi konusunda bir sıkıntıda eğitimin maliyetine katlanacak olan işletmenin
• Ben eğittikten sonra ya ayrılırsa!
• Ya rakiplerle iş birliği yaparsa!
• Ya kendisi işi öğrenip bana rakip olursa!
Bu düşünceler içerinde olan işletme sahipleri ve yöneticiler için tek tavsiyem (yine ısrarla) “personelin eğitimi” olduğunu belirtmeliyim: eğer gelişim ve değişim konusunda sektörünüzde önder bir yapıda olur ve gerek müşteri memnuniyeti ve gerekse çalışan memnuniyetini rasyonel oranlarda yakalarsanız elemanların sizden ayrılmayı düşünmeyeceklerini bilmeniz gerekir, buna rağmen ayrılan olmaz mı? Elbette olur ama bu durumda “sizdeki kadar hızlı ve doğru gelişim ve değişim olanağı olan firma” bulmaları zor olacaktır.
Sonuç olarak işletmelerin kalite ve verimlilikte, dolaysıyla kazançlarında artış yakalamaları için çalışanların eğitim ve gelişimine önem göstermeleri ve bu konudaki maliyetlerden kaçınmamaları gerekir.

Not: Makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun haber vermek koşuluyla kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.