Dünkü yazımda Paris'te Karikatür dergisine yapılan katliam anlatılmıştı, bugün ise Cezayir'li yurtseverlerin Paris'te katledilmesidir.
***
"17 Ekim 1961'de bağımsızlık hakkı için yürüyen Cezayirliler kanlı bir baskı sonucu öldürüldü. Fransa bu gerçeği açıkça tanır. Bu trajediden 51 yıl sonra kurbanları saygıyla anarım."
Fransa'nın Sosyalist Cumhurbaşkanı François Hollande, 17 Ekim 2012 günü Elise Saray'ında böyle demişti.
François Hollande'nin kişisel çıkışıyla somutlanan bu gelişme, aslında yarım yüzyıllık bir mücadelenin kaçınılmaz sonucuydu.
300'den fazla insanın öldüğü, binlerce insanın yaralandığı bu katliam, Cezayir'in "Bağımsızlık Savaşı" sırasında yaşanmıştı.
***
Cezayir:
Bugünkü konumuyla 2,5 milyon km. kareye yakın yüzölçümü, 35 milyon civarında nüfusu ile bir Arap ülkesidir.
1516-1830 yılları arasında tam 314 yıl Osmanlı hakimiyetinde kalmıştır.
Fransızların işgaliyle 1830-1962 yılları arasında, 132 yıl Fransız Kolonisi yani Fransız sömürgesi olmuştur.
Çok kanlı bir savaşla 1962'de bağımsızlığını kazanmıştır.
***
1954 yılında kurulan Cezayir Ulusal Kurtuluş Cephesi (FLN), Fransız sömürgeciliğine karşı "Bağımsızlık Savaşı"nın fitilini yakmıştı.
] 32 yıldır sömürülen ve Fransız toprakları gibi görülen Cezayir'in tüm halkı, FLN önderliğinde ayağa kalkmış, sömürgeciliğe karşı bütün gücüyle savaşı başlatmıştı.
Cezayir topraklarında yükselen bağımsızlık rüzgârı, Fransa'da yaşayan Cezayirlileri de sarmıştı.
O günlerde Fransa'da 400 bin Cezayirli yaşıyordu. Bunun 200 bini Paris ve çevresinde yerleşikti.
Ve iktidar için Cezayir kökenliler, artık potansiyel birer "terörist" olarak görülmüştü.
Öyle ki, Cezayirlilere gece sokağa çıkma yasağı bile getirilmişti.
***
Dolaşım ve ulaşım haklarına getirilen bu engelleri protesto etmek ve ülkelerinde verilen "Bağımsızlık Savaşı"na destek vermek için Paris'te bir gösteri düzenlendi.
17 Ekim 1961 günü Cezayir kökenli binlerce insan, Paris varoşlarından kent merkezine doğru yürüdüler.
Paris'in sinir uçları olarak kabul edilen Etoile Meydanı, St. Michel Meydanı ve Büyük Mağazalar Bulvarı olarak nitelenen alanlara beş koldan akın ettiler.
Sayıları 40 bini bulmuştu ki, birden polis tarafından göstericilerin etrafı sarılmış ve korkunç bir katliam başlatılmıştı.
-Yaralananlar köprülerden atılmıştı.
-Göstericilerin bir kısmı vurularak...
-Bir kısmı Seine Nehri'ne atılarak öldürülmüştü.
-Bazı göstericiler polis karargahının bahçesinde...
-Bazı göstericiler metro istasyonlarında öldürülmüştü.
Yani kimi kafalarına aldığı darbelerden, kimi polis kurşunundan, kimi Seine Nehrinde göz göre göre can vermişti.
Hükümet ölü sayısını 2-3 olarak açıklamıştı. Ancak cesetler Seine Nehri'nde su yüzüne vurunca, yüzlerce ölü olduğu ortaya çıkmıştı.
Sonuçta 300-400 kişinin öldürüldüğü, 2 bin 400 kişinin yaralandığı, 15 bin kişinin gözaltına alındığı, 3 bin kişinin ağır işkencelerden geçtiği kanlı bir gün yaşanmıştı Paris'te.
***
1962 yılında bağımsızlığını kazanan Cezayir, bu katliamın kabul edilmesi ve Cezayir halkından özür dilenmesi için Fransız yönetimine karşı yarım asır siyasal bir kavga verdi.
Ve 40 yıl sonra yani 2001 yılında, Paris'in Sosyalist Belediye Başkanı Betrand Delance'nin girişimiyle bir adım atıldı.
St. Michel Köprüsü'ne 17 Ekim katliamının 40'ıncı yılı nedeniyle ve her yıl Seine Nehri'ne atılan Cezayirli kurbanların anılması için, 17 Ekim 2001 günü bir "Saygı Plaketi" yerleştirildi.
Ama Cezayir halkı yetinmedi. Bu katliamın Fransa yönetimince kabul edilip özür dilenmesi için, mücadelesine siyasal araçlarla aralıksız devam etti.
Ve 51 yıl sonra yani 17 Ekim 2012 günü, Sosyalist Cumhurbaşkanı François Hollande'nin girişte belirttiğimiz sözleriyle, 17 Ekim 1961 günü yapılan katliam tanındı.
Ve de Sosyalist Cumhurbaşkanının sözleriyle Cezayir halkından, bu katliamın acısını halen içinde yaşayanlardan özür dilendi.
Paris, böyle büyük iki katliamdan sonra 13 Kasım 2015 Cuma günü, yalnız Fransa'yı değil tüm dünyayı sarsan büyük bir katliam daha yaşadı.
Yani yarınki yazımızın konusu olan ve ciddi ciddi sorgulanması gereken bir katliam…