Fransa'nın, hatta Avrupa'nın 11 Eylül'ü denildi Paris katliamına.
2015'in 7 Ocak günü Paris'te, Fransa'nın önemli bir Mizah Dergisi olan Charlie Hebdo dergisine saldırılmış, çoğu karikatürist 12 kişi ölmüştü.
Katliamı yapanlar; Cezayir asıllı, Fransız vatandaşı, Paris doğumlu Müslüman iki kardeş idi.
İslam'ı hırpalayan olarak görülen ve 2 yıl önce yayınlanmış karikatürler, katliam nedeni olarak servis edildi.
Ve bu katliama:
İslami bakanlar, gerçek İslam bu değil dedi.
İslam karşıtı bakanlar, gerçek İslam bu dedi.
Ve de bütün dünyada nefret uyandıran bu katliam; 11 Ocak Pazar günü Paris'te, 50'ye yakın ülke liderinin ve 1,5 milyon insanın katıldığı büyük bir mitingle kınandı.
* * *
Gönül isterdi ki, bu kınama:
-Afganistan'da, Irak'ta, Suriye'de yapılan katliamlara...
-Musul ve Kerkük'te yapılan katliamlara...
-Ve de Filistin'de Filistinli çocukları, Gazze'de Gazze halkını katleden İsrail'e karşı da olsa idi...
Ama olmadı...
Paris katliamından iki gün önce Nijerya'da, 2000 kişinin katledildiği daha korkunç bir katliam yaşanmıştı.
Bugün Fransa'daki katliama ağlayanların, Nijerya'daki bu katliamdan haberi bile olmadı.
Elbette ki, bu saldırı ve yapılan bu katliam büyük bir insanlık suçudur.
Ancak başta Avrupa olmak üzere, dünyadaki bu ikiyüzlülük de görülür olmalıdır.
* * *
Peki, bu saldırılar neden olmakta? Neden bu radikaller, hem kendi ülkesinde hem de Avrupa'da terör yapmakta ya da yaptırılmakta?
-Bu; birikmiş bir öfkenin, birikmiş bir kin ve nefretin şiddete dönüşümü müdür?
-Bu; birikmiş bir öfkenin, bir itirazın, İslam elbisesi ile dışa vurumu mudur?
-Bu katliam, gerçekten İslam adına mı yapılmıştır?
-Ya da bu katliam, İslam adına mı yaptırılmıştır? Herhalde sorgulanması gereken budur.
Avrupa'nın, tüm küresel güçlerin ve de İslam dünyasının sorgulaması gereken budur.
* * *
Bugün 1,5 milyarlık İslam Dünyası, Batı tarafından kuşatılmıştır. Daha açık bir ifadeyle sömürgeleştirilmiştir.
Elbette Batı olarak ifade edilen güç, emperyal küresel güçlerdir.
-İslam ülkelerinin yer altı ve yerüstü kaynakları bu güçlerin elindedir.
-İslam ülkelerinin finans kaynakları bu güçlerin kontrolündedir.
-Ve de İslam ülkelerinin siyaseti bu ülkelerin denetimindedir.
Yani kuşatılmıştır İslam Dünyası.
-İşte bu kuşatılmışlığa karşı yükselen öfke, bugün radikal akımlara ve intikamcı akımlara dönüşür olmuştur.
-Öyle ki bu öfke; soğuk savaş döneminde, Batı tarafından Sosyalist Sisteme karşı bir savunma hattı olarak kullanılmış idi.
Ama bugün sosyalist sistem yoktur.
* * *
Sovyetlerin dağılmasıyla ABD önderliğindeki Küresel Güç; Afganistan'ı, Irak'ı, Libya'yı ve de Suriye'yi tarumar etmiş, bu öfkeyi içinde taşıyan İslam referanslı onlarca örgüt türemiştir.
Öyle ki, Ortadoğu örgüt üreten, terör yaratan merkeze dönüşmüştür.
Toplumdaki algı, bu örgütlerin arkasında Batılı güçlerin olduğudur. Silahlandırıldığı, Ortadoğu'nun yeniden dizayn edilmesinde kullanıldığıdır. Yani genel kanaat budur.
Batı, terör karşıtı bir dünya kamuoyu yaratmak istiyorsa, öncelikle bu algıyı yok etmelidir.
Bugün için en büyük tehlike, Paris saldırısının Avrupa'da ırkçılığı tetikleyecek bir iklim yaratacak ve kullanılacak olmasıdır.
Nitekim bugün bunun emareleri Almanya'da görülür olmuştur.
* * *
Eğer:
-İki kardeşin otomatik silahlarla yüksek düzeyde korunan binaya girebilmesi...
-Kimliklerin, araba içinde açık olarak unutulur olması...
-Sağ yakalanıp sorgulanması gerekirken, kıstırıldığı halde öldürülmesi...
Yani bu saldırı, Filistin'i tanıyabilirim diyen Fransa'ya karşı stratejik bir kurgu değilse...
Fransa'nın Sosyalist Cumhurbaşkanı önderliğinde düzenlenmiş demokrasi yürüyüşünün verdiği görüntü, bu gün teröre karşı bir umut ışığı olacaktır.
Ve de eğer timsah gözyaşları değilse dökülen gözyaşları, tüm katliamlara karşı bu ses yükselir, bu görüntü yaşanır olacaktır.
* * *
Paris'te çok büyük ve de çok kanlı bir katliam daha yaşanmıştı. Bu da yarınki yazının konusu olacaktır.