İş Sanatta her ay bir şair anılır. (4.Levent’teki İş Bankası kulelerinde) 11 Şubat Pazartesi gecesi  “Önce Aşk Vardı” temalı şiir gecesine yoğun trafik nedeniyle gidemedim. Hıncal Uluç gitmiş, Sabah gazetesinde geceyi anlatıyor.

Dört sene önce Cahit Sıtkı Tarancı gecesine Cahit Sıtkı Tarancı’nın yeğeni Udi Bilsay Kadıoğlu ile gitmiştik. Hıncal Uluç da önümüzde oturuyordu.

Perde açıldı, Şevval Sam mini eteği ve derin göğüs dekoltesiyle bir sandalyeye oturmuş, yan tarafta bir genç davudi sesiyle Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Dalgın Ölü” adlı şiirini okumaya başladı.

DALGIN ÖLÜ

Dün güzel bir kadın geçti, / Kabrimin yakınından,
Doya doya seyrettim , / Gün hazinesi bacaklarını…
Gecemi altüst eden… / Söylesem inanmazsınız,

Kalkıp verecek oldum , / Düşürünce mendilini,
Öldüğümü unutmuşum….

Mizansen, şiir ve Şevval Sam herkesi büyülemişti.

“Önce Aşk Vardı” temalı şiir gecesinde de ölümsüz şairlerimizden Ümit Yaşar Oğuzcan anılmış.

Ümit Yaşar Oğuzcan da bir başka efsanedir. Dörtlük ve rubailerine bayılırım.

Gökyüzüm olsan seni dağ gibi sevsem,

Her ânını yeni bir çağ gibi sevsem,

Sevenler için bu dünyada ölüm yok,

Ölsem de, seni bin yıl sağ gibi sevsem…(Ümit Yaşar Oğuzcan)

 

Bir gün bile anmaz bizi andıklarımız,

Er geç unutur sevgili sandıklarımız,

En sonra kül olduk bu büyük yangında,

Boşmuş, tutuşup kor gibi yandıklarımız…(Ümit Yaşar Oğuzcan)

 

Duyduk kaçınılmaz sonucun geldiğini,

Ömrün azalıp gitgide eksildiğini,

Gözyaşları, yalvarmalar artık boşuna,

Bir hakim-i mutlak okuyor bildiğini…(Ümit Yaşar Oğuzcan)

 

“Bir Çığlık Osmancık’tan” adlı şiir kitabımda ben de aşkı şöyle tarif etmiştim.

Sevgilim aşkında bir ateş var ki, / İçinde tutuşup yanasım gelir,

Gözlerin içinde bir pınar var ki, /  Altından su içip kanasım gelir,

İnan ki kaderim bir gün gülecek, / Rüyamı vuslata yorasım gelir,

Mahşere dek sevdan böyle sürecek, / Sonumu Allah’a sorasım gelir…

Mehmet Özata

Dünyada aşkın tarifini de en güzel Mevlana yapmış.

Aşk beni ârif etti,/ İnceltti zârif etti,

Ben aşkı bilmezdim, / Aşk beni tarif etti…

Mevlana’ya müridi sormuş, üstad, “hep aşk, aşk, aşk der durursunuz…

Nedir bu aşk? Mevlana cevap verir, “Ben ol da, bil!”

Mevlana  diyor ki ; Ey gönül!.. AŞK nedir diye mi soruyorlar ?

De ki ; Kim ki bu soruyu sorar.. Demek ki anlamaz...Kim ki, anlar..

Zaten bu soruyu sormaz...
Büyük bir aşk; büyük endişeler, büyük korkular, büyük ihanetler, büyük kinler ve büyük acılarla yoldaşlık eder. Büyük bir aşkın hiçbir tarafı küçük olamaz.

Aşkın mantığı yoktur. Aşkta akıl susar, gönül konuşur

Yarın dünya sevgililer günü, aklınızı başınıza toplamayın!

                                                                       13 ŞUBAT 2013