İnsanlar üç yaşına gelmemiş çocukları kucaklarında; sınır kapılarını zorluyorlar.

Savaşlar, ölümler gereksiz şeyler ama bir türlü gündemden düşmüyor. İnsanlar arasında sevgi oluşmasının çok ta zor olmadığını gösteren bir anım var.

Onu sizlerle paylaşmak istiyorum:

İstanbul’a taşınmamızın ilk yıllarıydı. Apartman komşumuz Süleyman Bey’in iş yeri, Kadıköy Altıyol’da merkezi yerdeydi.

Gözlük ihtiyacım hâsıl olduğundan; göz doktoruna gitmem gerekiyordu. Süleyman Bey çevreyi iyi tanıdığı için kendisi ile görüşmeye gittim. O da:

“Yakınımızda Bahariye Caddesinde Dr. Rana Hanım var. Ona gidelim” dedi. Gittik. Rana Hanımdan gözlük reçetemizi aldık. Reçetemizi aldıktan sonra Süleyman Bey:

“Yolumuzun üstünde Erbaalı Şöhretoğlu'nun Eczanesinin gözlük kısmı da var. Gözlüğümüzü orda yaptırır, evimize devam ederiz” dedi.

Şöhretoğlu, Turhal’da fabrikamız oluşundan; sıcak ve samimi bir şekilde hemşeri sohbeti ile bizi karşıladı ve gözlüğü yapacak ekibe reçeteyi verdi.

Bir müddet sonra gözlük yapıldı ama iyi bir görüntü oluşmadı. Ben gözlüğün uygun olmadığını söyleyince gözlüğü yapan eleman:

“Acaba reçete mi hatalı” dedi.

Şöhretoğlu,“O kadın hata yapmaz. Siz kendi yaptığınız işleri kontrol edin” dedi. Süleyman Bey Şöhretoğlu'na, “O koca karı mı hata yapmaz?” şeklinde bir soru sordu.Şöhretoğlu’da Süleyman Bey’e, “Evet o hata yapmaz” dedi.

Gözlüğü yeniden yaptılar. Şöhretoğlu haklı çıktı. Ben hem Dr. Rana Hanıma, hem de Şöhretoğlu'na hayran kaldım. Aradan geçen 30 seneden fazla zamana rağmen o kısacık sürede, her ikisi için oluşan sevgim halen devam ediyor.

Doktor mesleğini o kadar güzel yapıyor ki; Şöhretoğlu, kendi elemanına değil, ona kefil oluyor.

Şöhretoğlu’nun yeteneği anlayıp, ona kefil oluşu da ayrı bir incelik. Bir toplumda insanların birbirine bakış açısı hep böyle olsa kavga da olmaz, savaş da olmaz.

* * *

Şimdi benim kendimi irdelemem gerekiyor.

Kısacık bir zamanda oluşan bir olayla; rahmetli olduğunu bildiğim Dr. Rana Hanımla, bir daha görmediğim, yaşayıp yaşamadığını bilmediğim Şöhretoğlu’na oluşan sevgimi, aradan geçen uzun zamana rağmen bugün bile unutmadığıma göre; ben insanları kolayca seviyor muyum?

Hiç de öyle değil. Nefret ettiğim insan çeşidi az değil. Bir örnek verelim:

“Kendinden başka herkesin kötülük işleyeceğini düşünen insanlar; uzak durulması gereken, toplumun düzenini bozan tiplerdir. Onlar ıslah olmadıkça, anlaşmazlık, kavga, savaş bitmez.”

Eğitim sisteminin düzenlenmesinde; ön yargıdan uzak olmanın önemi burada bana göre ortaya çıkmış oluyor.

Yazımı sonlandırırken başta aziz şehitlerimizin anneleri ve değerli eşleri olmak üzere tüm kadınlarımızın "8 Mart Dünya Kadınlar Gününü" kutluyorum.

En güzel günler sizlerin olsun.