20 Ekim 2011, Libya'da bir dönemin bitip yeni bir dönemin başladığı gün olmuştu. Yani NATO bombalarıyla Kaddafı dönemi sona ermişti.

Bir film vardı. Adı "Çöl Aslanı". Eğer izlemediyseniz, mutlaka izleyin.

Konusu: 1911-1947 arasında Libya'yı işgal altında tutan faşist İtalyan ordularına karşı Libyalı yurtseverlerin başında bulunan Ömer Muhtar'ın öyküsüdür.

Aslında Libya'nın emperyal işgale karşı bağımsızlık mücadelesinin öyküsüdür.

Sonunda İtalyan mahkemesi yargılar Ömer Muhtar'ı.

Suçu: İtalyan ordusuna karşı savaşmaktır. Halkı İtalyan işgaline karşı isyan ettirmektir.

Açık alanda, halkının önünde asılarak idam edilmesine karar verilir.

Ve Ömer Muhtar asılır. Ama başı diktir. Onurlu, inançlı ve gururludur idam sehpasında.

Bazı İtalyan generalleri bile saygı duyar, onun bu duruşuna.

İşte o an, babası şehit olmuş bir çocuk onun yere düşen gözlüğünü alır, Libya'nın özgürlük savaşının bitmediğinin mesajını verir.

*       *       *

1.750.000 km karelik alanda 6,5 milyon insanın yaşadığı bir ülkedir Libya. 400 yıl Osmanlı yönetmiştir bu ülkeyi, 36 yıl İtalyan işgalinde kalmıştır bu ülke.

İşte bu ülkeyi Kaddafi 42 yıl yönetti. Demokratik bir Cumhuriyet inşa edemedi. Adeta bir diktatör gibi yönetmişti ülkesini.

Ve bir gün halkının buna başkaldıracağını düşünmemiş ya da düşünememişti.

Çünkü  koyu  bir Arap  milliyetçisiydi. Ülkesinin  kaynaklarını millileştirmiş, Amerikan ve İngiliz üslerini kapatmıştı.

Batıya dik durmuş, İtalyan işgaline karşı direnişin sembolü olan Ömer Muhtar'ın bayrağını dik tutmuştu.

Sonuçta karşısında dik durduğu Batılı emperyal güçlerin bombalarıyla ve bu güçlerin silahlandırdığı bir bölüm halkı tarafından 20 Ekim 2011 günü linç edildi.

Gazetelerde boy boy kanlı linç fotoğrafları sergilendi. TV sunucuları ölüm haberini büyük bir sevinçle verdi. Arap Dünyasının işbirlikçi kralları sevinç çığlıkları attı.

Çünkü onlara göre Kaddafi, 42 yıl boyunca halkına zulmetmişti! Ve onlara göre Arap dünyası büyük bir zalimden, Libya halkı büyük bir zulümden kurtulmuştu!

Ve Libya'da; Libya'nın kaynaklarına ve petrolüne el koyan Batılı emperyal güçlerin denetiminde yeni bir dönem başladı.

İşte halkı tarafından linç edilen, ama bayrağını dik tutan bu adamın zamanında, ülke nasıldı bir bakalım dedik. Ve 42 yıllık zulmün bir listesini yapalım dedik.

*       *       *

İşte 42 yıllık bir zulmün listesi:

-Libya yurttaşlarına, kredi sıfır faizle verilirdi.

-Öğrencilere yaptıkları öğrenime göre ortalama ücret verilirdi.

-İşsizlere iş bulana kadar tam ücret verilirdi.

-Evlenen çiftlere bedelsiz olarak konut verilirdi.

-Yurt dışında öğrenim yapanlara karşılıksız 1650 Euro harçlık, barınma ve araç yardımı yapılırdı.

-Ülkede otomobiller fabrika maliyetine satılırdı.

-Libya'nın kimseye bir sent kredi borcu yoktu.

-IMF ve Dünya Bankası kredisi kullanılmamıştı.

-Nüfusun % 25'i yüksek öğrenimliydi.

-Eğitim ve sağlık hizmetleri tüm yurttaşlara bedelsizdi.

-Evlerde kullanılan elektrik bedava idi.

-Su ve doğalgaz bedava idi.

-Tüm hastalara ilaç bedava idi.

-Libya vatandaşları hiçbir şekilde vergi ödemiyordu.

-İstisnasız her aileye aylık 300 Euro para veriliyordu.

-Tüm üniversite mezunlarına iş bulana kadar maaşa bağlanıyordu.

-Petrol gelirlerinin %90'ı Libya halkına veriliyordu.

-Son bombalama olaylarına kadar evsiz ya da dilenci yoktu.

Şimdi nasıldır, bilemiyoruz.

Çünkü:

Batının emperyal güçleri Libya'ya demokrasi getirmişlerdi! Ve de insan hakları getirmişlerdi!

Aynı Afganistan'a getirdikleri gibi... Aynı Irak'a getirdikleri gibi... Ve de Suriye'ye getirecekleri gibi...

Yani zulümden kurtarmışlardı Libya'yı!!!

Yani mutluluk dağıtmışlardı Libya'ya!!!

Peki, Kaddafi Türkiye için neler yapmıştı? Bu da yarınki yazımızın konusu olsun.