ÇORUM HABER’in 17 Ocak 2013 günlü sayısında, “Haberci” imzalı “Haberin Mutfağı” köşesinde, TSO seçimlerine ilişkin olarak aynen şöyle denilmişti:

Çorum Ticaret ve Sanayi Odası’nda seçim süreci başladı.

Kulisler hareketlendi.

Ortada dolaşan çok isim var, ama spekülasyonlara fazla takılmamak gerek.

Kamuoyunun beklentisi; Çorum iş dünyasına en iyi hizmeti verecek, o arada Çorum’un tüm sorunlarına sahip çıkacak ve deyim yerindeyse Çorum’u sahipsizlikten kurtaracak güçlü bir oluşum…

Güç ise güçbirliğinden doğar.

Başaranhıncal yönetimi ile Oda camiasının diğer önemli isimlerinin güçbirliği, Çorum için büyük kazanım olur.

Hedef, “daha güçlü Oda, daha güçlü Çorum” olmalı.

Bu gazetenin sürekli gündemde tutmaya çalıştığı “büyüme stratejisi”nin en önemli ayaklarından birini Ticaret ve Sanayi Odası’nın oluşturması gerekli çünkü…

Gerekliliğin de ötesinde, zorunluluk hatta…

İş dünyası, tesanüt içinde Çorum’un kaderine daha güçlü biçimde el koyabilmeli.

Akan zamanı geri getiremiyorsunuz; insan yaşamında olduğu gibi kent yaşamında da…

Kaybedilen yıllar telafi edilemiyor.

Çorum’un da daha fazla kaybetmeye tahammülü kalmadı.

*

Kuşkusuz, belirli görevlere aday olarak seçimlere katılmak, herkes için en demokratik haktır.

Seçime yönelik grup oluşumları da, demokrasinin gereğidir.

Dileyen dilediği ile özgürce işbirliği yapar; öylece seçime girer.

Yukarıdaki ifadeler de zaten “temenni”den ibarettir.

Tıpkı, TSO Meclis Üyesi Erdem Çenesiz’in ve Ticaret Borsası Meclis Başkanı Bayram Burcu’nun açıklamalarında olduğu gibi.

Çorum’a daha iyi hizmet için birlik-beraberlik temennisinde bulunmak, ya da eleştiri, uyarı, öneri getirmek de, seçim tercihleri gibi demokratik bir haktır.

Bunlardan gocunan, demokrasiyi yeteri kadar içselleştirememiş demektir.

Oralara takılmayalım.

Asıl, “Çorum’un, Ankara’da nasıl daha güçlü biçimde temsilini sağlayabiliriz? Çorum’un sorunlarına çözüm, taleplerine karşılık bulabilmek için iş dünyasının gücünü nasıl devreye sokabiliriz?” sorusuna gerçekten, samimiyetle cevap bulmaya çalışalım.

Yok eğer, “her şey yolunda” görüşünü taşıyorsanız ve böyle bir soruyu bile gereksiz görüyorsanız, pek çok insan “Biz acaba başka bir kentte mi yaşıyoruz?” diye düşünecektir ister istemez.

Bunları konuşmaktan rahatsızlık duymak niye?

Herkes bildiğini okuyabilir, bu bir haktır da, farklı değerlendirmeler de haktan öte, demokratik bir ödevdir.

Nasıl bir Oda ya da Borsa yönetimi istediğini, Çorum’un geleceğine ilişkin ne gibi çalışmalar beklediğini herkes açıkça ortaya koymalıdır.

Medeni cesaret bunu gerektirir.

Gerisi lafügüzaftır.