İnsanoğlunun olduğu her yerde fitne ve fesatlık vardır ama yeryüzünde “fitne” adı taşıyan tek yer de Çorum’dur herhalde. Sanırım, “Fitne Bağları” Çorum’daki fitne ve fesatlığın her yerden daha çok olduğunun bir nişanı olarak kaldı.

“Meyve veren ağaç taşlanır” ama bizim Çorum’da taşlamakla kalmayıp ağacı kökünden söküyorlar. Sporda olsun, siyasette olsun, iş dünyasında olsun bunun örneklerini görmek mümkün. Biri çalışıp, çabalayıp bir yerlere gelmiş, almış başını yürümüşse, en az onun kadar çalışıp çabalamak yerine ona yetişmenin en kolay yolu seçiliyor. O yol da, paçasından tutup kendi yanına çekmeye çalışmak.

Uzayan kol bizden olsun değil de, kimse benden önde olmasın, ya da benden sonrası tufan mantığı var. Maalesef bu hastalığa henüz çare bulunamadı, tedavisi de mümkün görünmüyor.

Yıllardır spor camiasının içerisindeyim ve ilk kez kimseden 1 kuruş bile istemeyen bir başkan gördüm. Adam, taa Ankara’dan kalktı geldi ki, memleketimin takımını daha üst liglere çıkartayım. Ama bir türlü rahat bırakmadılar. Geldiğimiz noktada, adam kendi parasının hırsızı oldu çıktı.

1461 Trabzon maçından sonra 15-20 kişinin “yönetim istifa” diye bağırmasına tepki diye biliyorduk. Ama sonradan öğrendik ki, perde arkasında akılla, mantıkla, vicdanla, insanlıkla bağdaşmayan olaylar var. Tehdit, küfür, iftira, hakaret… Nedir bunlar Allah aşkına? Neyin hıncı bu? Çorum Belediyespor Süper Lig’deydi de Fatih Özcan mı 3.Lig’e düşürdü?

Ha, Fatih Özcan’ın çok önemli stratejik hataları yok mu? Elbette var. Belirlenen hedef doğrultusunda kurulan kadro başarılı mı? Hayır. Bunlar üzerinden eleştirilir, kabul. Fatih Başkan da bu yönde itirafta bulunuyor zaten. Başarısızız diyor. Ama çakma hesaplardan küfür ve hakaret etmek, iftira atmak nedir! Bu, hangi akla, vicdana sığar.

Fatih Özcan bıraktı! Döner veya dönmez, onu zaman gösterecek. Ama değerlerimize sahip çıkalım. Bugün Fatih Özcan olur, yarın bir başkası…

Hangi alanda olursa olsun, bu memlekete zerre kadar faydası dokunmuş, hizmet etmiş insanların kıymetini bilelim. Kıymet bilmiyoruz, ondan sonra da “bu memleket neden gelişmiyor, neden Çorum’a üvey evlat muamelesi yapılıyor?” diyoruz. Önce memleket olarak tek yumruk olalım, hizmet etmek isteyenlere sahip çıkalım, destekleyelim. Görün, bakın o zaman üvey evlat muamelesi görüyor mu görmüyor mu? Çorum o zaman gerçek anlamda “Anadolu Kaplanı” oluyor mu olmuyor mu?

Netice itibariyle, olan oldu. Bundan sonrasına bakmak lazım. Ama Fatih Özcan’ın bu memlekete bir şampiyonluk borcu var. Bu yüzden, geri dönüp yarım kalan işini tamamlamasını umuyorum. Hatta gerekiyor. Başta kulübün isim değişikliği olmak üzere bugüne kadar yaptığı güzel işler bile aslında başlı başına en güzel cevap. Takımın 2.lige çıkması da güzel bir kapak olur.

Bugüne kadar kimler geldi, kimler geçti. Elbet Fatih Özcan da bir gün gidecek. Ama, sevgili Ahmet Kaya’nın da dediği gibi, “O gün, bugün değil.”