Tek adam, tek ses ve tek nefes döneminin kahramanı, çok şapkalı Cumhurbaşkanımız sayın Erdoğan’ın kulağına kim fısıldadı ise “nas” yani “haram” kelimesi siyaset dünyamız yanında, ekonomimizin de “jön” ü haline geldi.

Yani “faiz”in haram olduğu, yeryüzünde demokrasi ile yönetilen bizden başka hiçbir ülkede tartışılmıyor.

Arap dünyasında aşiret yönetimini aşamamış petrol zengini “kıçı kalkmış” bazı körfez ülkeleri hariç…

Sağ olsun sayın Erdoğan sayesinde aylardır faizleri aşağı, enflasyonu yukarı çekiyoruz.

En baba figür DOLAR…

Faizleri aşağı çekiyoruz da, nereye kadar?

Enflasyon yukarı gidiyor da, kim durduracak?

Faiz bitti, enflasyon ortadan kalktı. Türkiye yüzde 20 büyüdü diyelim.

Dolar borçları ne olacak?

Devletin, Hazine garantili uzun yıllara yayılmış dış borç taksitlerine verilmesi zorunlu olan “faiz”ler ne olacak?

Diyelim ki, sadece ihracat fazlası ve turizm gelirleriyle ülkeyi abad ettiniz, ithalat girdileri ve faizleri ne olacak?

Hammaddesi tamamen dışa bağımlı bir ihracat gelirini nasıl arttıracaksınız, emekçi kesimine hangi ücreti vereceksiniz?

Bu tablo içinde faizsiz bir ekonomiye nasıl geçeceksiniz?

İşte böyle durumlarda aklıma rahmetli Alpaslan Türkeş geliyor nedense…

Son günlerde 103. yaş günü kutlanan albay Türkeş…

1965 li yıllarda yaptığım bir söyleşide “Söyleyeceklerimi öldükten sonra yazabilirsin. Sakın ola ki erken yazmayasın” demişti rahmetli Türkeş.

Vefatından sonra anı kitabımda yazdıklarımı tam da özetleme zamanı.

Eğer Albay Türkeş ve 14 arkadaşı, 27 Mayıs 1960 sonrası, darbe teşebbüsünü gerçekleştirselerdi, Türkiye’yi “içe dönük” ve tüm dünyaya “kapalı” bir sistemle yönetme niyetinde olduklarını söylemişti.

“Modeliniz nedir?” diye sormuştum.

“Yugoslav modeli, yani diktatör TİTO rejimi gibi…” demişti…

27 Mayıs 1960 Askeri darbesinin güçlü albayı Alpaslan Türkeş ve 14 arkadaşı iyi ki o günlerde planladıkları, bir darbeyi başaramadı…

Belki de yarım kalan eylemlerinden dolayı yurt dışına sürülmeleri isabetli olmuş…

Şu anda TİTO Sistemi ortada yok, Yugoslavya yıllar önce parçalandı ve o topraklarda bir çok irili ufaklı devlet, demokrasi ile yönetilmeye çalışılıyor.

Hepsi de AB şemsiyesi altında faizli-kredili-enflasyonlu- eurolu bir ekonomik modelle ayakta kalıyorlar.

Hepsinde hukuk var.

Hepsinde adalet baş tacı…

Hepsinde demokrasinin bütün nimetleri halkın ayakları altında serili…

Sayın Erdoğan için bu örneği anlatmaya çalıştım.

Eğer niyeti, faizsiz, kursuz, reposuz, enflasyonsuz, kredisiz, dolarsız büyüme ise…

Böyle bir ekonomik sistem dünya üzerinde yok…

Eğer zaman kazanmak, seçimlere kadar bizleri uyutmak niyetindeyse boşuna uğraşmasın, yemezler…

Ama çok ciddiyse ve aynı şekilde ısrar edecekse işimiz çok zor demektir…