Gündeme seçimler düştü, 2018 yılı 2019 seçimlerine hazırlık yılı oldu. Tüm siyasi partiler bütün gücüyle şimdiden hazırlanmakta... Kongreler yapılmakta... Özellikle iktidar partisinin kongrelerinde kentlerin trafiği altüst olmakta... Ve de karşı tarafa hakaretler, geleceğe yönelik vaatler sayılmakta... Elbette, giderek toplumun kimyasını bozan bu siyaset dili üzerine söylenecek çok söz vardır; ama öncelikle nasıl bir Türkiye olmalı? Bir bakalım...

* * *

Olmasını istediğimiz bir Türkiye:

-Öncelikle belirtelim ki, toplumu kucaklayan ve halkından korkmayan bir Cumhurbaşkanı olmalı...

-Halkından korkmayan bir devlet, devletinden korkmayan bir halk...

-Şairinden korkmayan bir devlet, devletinden korkmayan bir şair...

-Yazarından korkmayan bir devlet, devletinden korkmayan bir yazar...

-Ve basınından korkmayan bir devlet, devletinden korkmayan bir basın olmalı.

***

Olmasını istediğimiz bir devlet yönetimi:

-Özgürlüklerden korkmayan bir siyasal yapı olmalı.

-Bağımsız, tarafsız ve güven sağlamış bir yargı...

-Yani üstünlerin hukuku yerine hukukun üstünlüğünün kurumlaştığı...

-Sendikal örgütlerin özgürleştiği...

-Etnik sorunların çözümlendiği...

-Rüşvet ve kayırmacılığın olmadığı...

***

Olmasını istediğimiz bir toplum:

-Ayrımcılığın ve ötekileştirmenin yok edildiği...

-Doldurulmuş önyargıların yıkıldığı...

-Kin dolu bilinçaltlarının temizlendiği...

-Kadın cinayetlerinin, çocuk gelin ve çocuk işçilerin olmadığı...

***

Olmasını istediğimiz bir siyaset:

-Kalemin silahtan da tehlikeli görülmediği...

-Muhalefetin her söylediğine hayır diyen bir iktidar, iktidarın her söylediğine hayır diyen bir muhalefetin olmadığı...

-Başarısız siyasi liderlerin, görevi bırakabilecek kadar siyasi ahlak sahibi olduğu...

-Hakaret etmenin, küfür söylemenin siyaset sanılmadığı...

***

Ve de:

-Hamasetin bırakıldığı, ırkçılıkla milliyetçiliğin karıştırılmadığı...

-Uğur Mumcu'nun tabiriyle "Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi" olanların olmadığı...

-Her eve, bırakalım her günü, hiç olmazsa haftada 1 gazetenin girdiği...

-İş bulmak için cemaatlere ihtiyaç duyulmadığı...

-Hastalanmaktan, yaşlanıp emekli olmaktan korkulmadığı...

-Ve laiklikten asla ödün verilmediği...

***

Evet, işte böyle bir Türkiye olmalı!

Peki, olabilir mi? Elbette olabilir ve de olmalıdır.

Yeter ki; sömürgeci politikalara, ABD ve NATO üslerine başkaldıran ve farklılıkları eriten, milli duyguları yüksek 68 kuşağının yurtsever ruhu yaşanır olsun. Ve de bu ülkenin kurucu değerlerine sahip olunsun...