Ajans Press, dünya mutluluk endeksi oranlarını incelemiş.

Geçen ay basına ulaşan Ajans Press’in “Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı” raporundan ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, 156 ülke içinde dünyanın en mutlu ülkesi Finlandiya olmuş. Türkiye ise bu listenin 74. sırasında yer alırken, bir önceki yıla oranla 5 basamak gerileme göstermiş.

Mutluluk seviyesini belirlemek için; kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hâsıla, sosyal destek, sağlıklı ömür beklentisi, yaşam tercihlerini yapabilme özgürlüğü, cömertlik ve yolsuzluk algısı gibi ölçütler baz alınmış.

*

Medyaya yansıyan haber başlıklarına göre, Türkiye’de yaşayan insanların mutsuz olma nedenlerinin başında; geçim derdi, yaşam standardı, işsizlik, kadına yönelik şiddet ve son zamanlarda tırmanışa geçen cinsel taciz haberleri yer alıyor.

Doğrusu hiç de şaşırtıcı değil.

Sosyal sorunlarımızda, hepimizi kaygılandıran bir tırmanışa tanıklık ediyoruz ne yazık ki.

Bu ise, mutsuzluğumuzu artıran bir unsur.

Ailenizde, özel yaşamınızda mutlu olsanız bile, içinde yaşadığınız toplumun sorunları, sizin de mutluluğunuza gölge düşürüyor.

Giderek daha karamsar hale geliyorsunuz.

*

Akıllı telefonlarımıza her gün çeşitli kanallardan sayısız mesaj geliyor.

Kimi, bir derdinize bin dert ekleyecek türden. Ülkenin sıkıntıları, toplumsal çürüme örnekleri, yaşanan gariplikler, cahillikler, görgüsüzlükler…Geleceğe ilişkin umutlarınızı, beklentilerinizi karartan olumsuzluklar…

Bir de, dört elle hayata tutunmanızı sağlayan, iyilik ve güzelliklerle, sevgi ve saygılarla örülmüş mesajlar ya da görüntüler var.

Seçmek sizin elinizde.

İsterseniz nefes nefes baharı çekersiniz içinize, yaşama sevincinizi, umudunuzu korursunuz.

İstemezseniz, karamsar duyguların içine yuvarlanır gidersiniz.

Onun için, koşullarımız ne kadar zor olursa olsun, bardağın dolu tarafını görmeye çalışmalıyız. En büyük sıkıntıların içinde bile iyimserliğimizi besleyecek bir nokta yakalayabilmeliyiz.

Çok kişi bunu başarabilirse, mutsuzluk algısı da değişmeye başlayacaktır toplumsal olarak.

Yani küçük mutluluklar, hiç olmazsa içimizdeki aydınlığı büyütecektir…

Belki, elimizden gelen de ancak budur.