Genel bir ifadeyle yemin, kutsal sayılan değerler tanık gösterilerek üstlenilen, görevi doğru yapacağına söz vermektir.

İşte bu nedenle her seçim sonucu, seçilen milletvekilleri de "namus ve şeref” üzerine yemin ederler. Ederler ama yemine ne derece sadakat gösterildiği hep tartışılmıştır bu ülkede.

Nitekim 24 Haziran seçimi sonucu TBMM’ne giren 600 milletvekili, 7 Temmuz 2018 Cumartesi günü yemin ederek bu topluma namus ve şeref sözü verdiler.

Bu nedenle yeni milletvekillerimize söyleyeceklerimiz vardır. Ama öncelikle Anayasadaki yemin metinlerine bir bakalım.

***

1921 anayasasında yemin metni yoktur.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş aşamasından bugüne kadar 4 anayasa yapılmıştır. Milletvekillerinin yaptıkları yemin bu anayasalarda belirtilmiştir.

Ancak toplam 23 maddeden oluşan ve Teşkilatı Esasiye Kanunu olarak bilinen 1921 Anayasası"nda yemin metni yoktur.

***

Cumhuriyetin ilanı ile yapılan ilk Anayasa 20 Temmuz 1924 anayasasıdır.

Yemin metni 1924 Anayasası'nın 16'ıncı maddesinde düzenlenmiştir ve şöyledir:

"Vatan ve milletin saadet ve selametine ve milletin bilâkaydüşart hâkimiyetine mugayir bir gaye takip etmeyeceğime ve Cumhuriyet esaslarına sadakatten ayrılmayacağıma vallahi."

Bu metin 1928'de yeniden düzenlenmiş, "vallahi" sözcüğü kaldırılmıştır.

Ve "Vatan ve milletin saadet ve selametine ve milletin bilâkaydüşart hâkimiyetine mugayir bir gaye takip etmeyeceğime ve Cumhuriyet esaslarına sadakatten ayrılmayacağıma namusum üzerine söz veririm" şeklini almıştır.

***

1961 Anayasası'nda milletvekili yemini yeniden ele alınmış ve anayasanın 77. Maddesinde şöyle düzenlenmiştir:

"Devletin bağımsızlığını, vatanın ve milletin bütünlüğünü koruyacağıma; milletin kayıtsız şartsız egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine bağlı kalacağıma ve halkın mutluluğu için çalışacağıma namusum üzerine söz veririm."

1961 Anayasası bugüne kadar en özgürlükçü bir anayasa olmuştur. Bu anayasa ile devlet yeniden düzenlenmiştir. AYM, MGK, TRT, DPT, Askeri Yargıtay, Yüksek Hâkimler Kurulu, Yüksek Savcılar Kurulu gibi kurumlarla devlet yeniden inşa edilmiştir.

Ve de sendikal örgütlenmelerin önü açılmıştır.

Anayasadaki yemin metnine de "demokratik ve laik Cumhuriyet" sözleri eklenmiştir.

***

Bugün okunan metin ise 1982 anayasının 81. Maddesinde düzenlenmiştir.

Danışma Meclisi tarafından hazırlanan ve MGK tarafından Atatürk ilkelerinin de eklenmesiyle oluşan yemin metni şöyledir:

"Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim."

Yemin metni oldukça uzun olmuştur. Sanki yemin ne kadar uzun olursa o kadar doğru

olunacak, o kadar doğru çalışılacakmış gibi...

***

Elbette bu yemin için zaman zaman büyük krizler de yaşanmıştır.

-Nitekim 28 Haziran 2011 günü TBMM'nin açılışında CHP milletvekilleri, Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal'ın tutuklu oluşunu protesto amacıyla yemin etmemişti.

Yine de 11 Temmuz 2011 günü yemin edilerek yasama faaliyetine katılınmıştı.

-1991 seçimlerinde Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) listesinden Diyarbakır milletvekili olan Leyla Zana ve Hatip Dicle, 6 Kasım 1991 günü yemin töreninde Kürtçe ifadeler kullanmıştı; meclis bir anda karışmış, büyük protestolar yapılmıştı.

-Ve yine 1 Kasım 2015 seçimlerinde HDP Ağrı milletvekili olan Leyla Zana, yemin metnindeki "Türk" sözcüğü yerine "Türkiye" demesiyle yemini kabul edilmemiş, oturumlara hiç katılmadığı için 11 Ocak 2018 günü "devamsızlıktan" milletvekilliği düşürülmüştü.

***

Yemin törenlerinde mecliste bazı ilkler de yaşanmıştı.

-AKP Ankara Milletvekili Lütfiye Selva Çam, 25’inci dönem yemin töreninde 95 yıllık Cumhuriyet tarihinin ilk başörtülü yemin edeni olmuştu.

-CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi, 25'inci dönem açılışında sol yumruğu havada, sağ eli kalbinde durarak kürsüye çıkmıştı.

Ayrıca halen bu uzun metni okuyamayanlar, heyecandan şaşıranlar, kürsüdeki bardağı devirenler olmuştu...

Elbette asıl amaç, yalnız bu yemini doğru okumak değil, bu ülkenin sorunlarının çözümü için kavga verecek bir milletvekili olmaktır.

Yani milletvekillerimize söyleyeceklerimiz vardır. Yarın..