Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 2014'teki "Kobani eylemleriyle" ilgili olarak Ankara merkezli 7 ilde başlatılan operasyonda 82 kişi hakkında gözaltı kararı çıkardı. Bu kişiler arasında HDP'nin eski milletvekilleri, Merkez Yürütme Kurulu üyeleri ve belediye başkanları da var.

Bu operasyonların, kamuoyu yoklamalarına göre iktidarın azınlığa düştüğü, hiç bir şekilde seçimle iktidarı tekrar ele geçirme olasılığının olmadığı döneme denk geliyor olması düşündürücüdür.

Kobani deyince, orada insanların kafasını kesen IŞİD aklımıza geliyor, AKP iktidarı eylül ayı içerisinde IŞİD’in Kobani’yi ele geçireceği beklentisi içine girmişti. PKK'nın Suriye kolu ve ABD’nin önemli desteğiyle IŞİD bölgeden çıkarılmıştı. Fakat Kobani olaylarının Türkiye’ye yansıması kanlı olmuş. 6-8 Ekim 2014 arası gösterilerde insanlar ölmüş, öldürülmüş pek çok işyeri yağmalanmıştı.

6 yıl önce bu kişiler yargılanmıştı. Bu gün tekrar gündeme getirilmesi sadece siyasi bir operasyon olarak algılanıyor. Bu konuda AKP içerinden çıkan Gelecek Partisi Sözcüsü Selim Temurci’nin, HDP’ye yönelik operasyonla ilgili söylemleri dikkate değer: “Terör hepimizin kırmızı çizgisidir. ... Ancak siyasi rakiplerimizi terörize ederek ve yargıyı buna alet ederek daha demokratik bir Türkiye’ye ulaşamayız...Öcalan’ın mektubundan medet umanların, terör örgütü lideri, Öcalan’ın kardeşini devletin televizyonuna çıkaranların hesap vermediği bir Türkiye’de bu operasyonun haklılığına nasıl inanalım? Soruyoruz? HDP yerel seçimlerde Cumhur İttifakında yer alsaydı, bugün bu gözaltılar olur muydu? Savcılık derhal bu gözaltılarla ilgili elindeki yeni bulguları kamuoyuyla paylaşmalıdır.”

Gelecek seçimlerde Cumhur İttifakı ile çoğunluğu elde edemeyen iktidar, şark kurnazlığı ile bu operasyonla, bir taşla iki kuş vurma hesabında. Millet İttifakını bölme birbirine düşürme ve zayıflatma odaklı siyasi oyunlar.

HDP'den bir “Kobani canavarı” yaratarak Millet İttifakı'ndan, dısarıdan destekle de olsa uzak dur deniyor. Diğer yandan İyi Parti’ye “Yuvaya dön” çağrısı sonuçsuz kalınca, HDP'nin dışarıdan desteklediği bir oluşum içinde var olma anlayışına odaklı bir operasyon.

HDP yasalar çerçevesinde kurulmuş bir parti. HDP'yi meclise sokmamak için %10 seçim barajı tutmadı. Bu operasyonla HDP'ye siyaset yapma olanağı ortadan kaldırılmak isteniyor. Milletvekilleri tasfiye ediliyor, kazanılmış belediyelere kayyım atanıyor. Düdüklü tencerenin bir hava alma supabı vardır. Orayı da kapatırsanız ötesini düşünün artık. Bu devinim PKK'ya gün doğurur, şiddet yeniden doruğa çıkar. Buradan nereye varılmak istendiği düşündürücüdür.

İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinde gördük. Ayakta kalabilmek için her yolu meşru gören iktidar, bu projesinden de olumlu sonuç alamayacak. Başarının anahtarı, daha çok demokrasi, daha çok demokratikleşmedir. Kendi dışındakilerin demokratik istemlerine saygı göstermektir.

Bu operasyon Kürt seçmeni Millet İttifakı'nın dışına itmeyecek, aksine daha sıkı sarılmasını sağlayacaktır. Tıpkı İstanbul seçimlerinde, daha fazla baskının, daha fazla tepki doğurduğu gibi.