Bugünkü Türkiye'nin kaderini belirleyen 12 Eylül darbesinin, ilk kilometre taşlarının döşendiği bir katliam...
Açtığı yaralar bugüne kadar sarılamayan, 37 yıldır toplumun belleklerinden silinemeyen bir katliam...
Ve bugün Maraş katliamının yıldönümü...
***
O Maraş ki, Mondros Mütarekesiyle önce İngiliz, sonra da Fransız işgalinde kalan Maraş...
Ve o Maraş ki, Alevi'siyle, Sünni'siyle; Türk'üyle, Kürt'üyle direnen ve Maraş'ı düşman işgalinden kurtaran Maraş...
Bağımsız yaşamanın, özgür yaşamanın, namusuyla yaşamanın, onurlu bir direnişin ve de özgürlük için gerektiğinde ölmenin bayrağını kaldıran Maraş...
Yani Antep'te Şahin Beyle, Maraş'ta Sütçü İmamla verilen onurlu bir savaş...
Ve Antep, 8 Şubat 1921 'de Gaziantep olur.
Ve Maraş, 7 Şubat 1973'te Kahramanmaraş olur.
Ne yazık ki, o gün Fransız işgaline karşı ölümüne savaşan Maraş, 24 Aralık 1978 günü kendi halkı tarafından kendi halkını katleder.
Ve Kahramanmaraş'ın kahramanlığına bir takım gizli eller ihanet eder.
***
Maraş'ı kana bulayan olaylar, "Güneş ne zaman doğacak" filminin oynadığı Çiçek Sinemasına, 19 Aralık akşamı atılan bir patlayıcı ile başlar.
Ve 24 Aralık günü Maraş, belki de tarihinde yaşadığı en acı, en kanlı ve de kahramanlığını kirleten en büyük ihaneti yaşar.
Öyle ki, Fransız işgaline karşı Maraş halkının önüne düşen, namusun ve özgürlüğün bayrağını kaldıran Sütçü İmam'a, işte o gün ihanet edilir.
Resmi kayıtlarda 111 kişi ölmüştür. 1000'den fazla kişi yaralanmıştır. 552 ev, 289 işyeri yakılmış, yıkılmış, tahrip edilmiştir.
Ve de 12 Eylül Darbesi'ne giden yolların ilk kilometre taşları, Maraş'ta döşenir olmuştur.
***
İşte böyle olmuştur, bu güzel ülkede bu güzel ülkenin halkına yaşatılan.
Bir gizli el gelmiş; Çorumluyu Çorumluya, Sivaslıyı Sivaslıya, Maraşlıyı Maraşlıya katlettirmiştir.
Ve o gün kendi halkını katledenler, kimin kazandığını kendine bile sormamış ve de soramamıştır.
O günden bugüne Maraş'ta kimin kazandığını, Çorum'da kimin kazandığını, Sivas'ta kimin kazandığını; daha genel bir ifadeyle Türkiye'de kimin kazandığını görmediği ya da göremediği gibi...
Çünkü o, vatanı vatan hainlerinden kurtardığını sanmıştır.
Çünkü ona, kimin kazandığını gösterenlere de vatan haini denmiştir.
***
İşte o günden bugüne Maraşlı Maraşlıdan, Çorumlu Çorumludan, Sivaslı Sivaslıdan korkar olmuştur.
Yani bir gizli el, aslında bilinen o gizli el amacına ulaşır olmuştur.
Birbirine düşman edilmiş bir halk; mahalleleri ayrılmış, bölgeleri ayrılmış bir toplum; kimliklere bölünmüş bir Türkiye... İşte o gizli elin amacı... İşte Irak'ta, işte Suriye'de yaşananlar...
Ve de işte Türkiye'yi bekleyen büyük tehlike...
***
Şimdi anlayabildiniz mi, ey vatan kurtardığını sanan vatan kurtarıcılar!
Ve ey Maraş'ta Maraşlıyı, Çorum'da Çorumluyu, Sivas'ta Sivaslıyı katledenler... Ve de ey Türkiye halkına Türkiye'yi zindan edenler... Şimdi anlayabildiniz mi?
Ya da şimdi görebildiniz mi?
***
Evet, ey o gün vatan kurtaranlar ya da vatanı kurtardığını sananlar!
İşte bugün 24 Aralık, yani katliamın yapıldığı gün. Çıkın ortaya ve Maraş halkından özür dileyin.
Tam 37 yıldır, yaşatılan acıyı içinde taşıyan; tek istediği, bir yurttaş olarak özgürce yaşamak olan Alevi halkın yanında siz de yer alın.
Ve Maraş halkı olarak; 37'nci yılında, Maraş halkına Maraş halkını katlettiren iradeyi birlikte kınayın.
Çünkü Alevi'siyle, Sünni'siyle Fransız işgaline karşı birlikte savaşmış Maraş'a yakışan budur.
Çünkü direnişinin simgesi olan Sütçü İmam'ın Maraş'ına yakışan budur ve de bu olmalıdır.