DEĞERLEMENİN FELSEFESİ
Sanayileşme ile birlikte endüstriyel yapılanmaya geçen işletmelerde iş ve eleman konusundaki değerleme stratejıleri de değişim ve gelişim göstermiştir.
Önceki değerleme program ve yapılanmalarında; çalışanın özellikleri, eksiklikleri ve yetenekleri dikkate alınarak programlar geliştirilir ve uygulanmasına çaba gösterilirdi.
Oysa günümüzde,çağdaş kurumsallaşma stratejileri çerçevesinde değerlemenin felsefesini çalışanın mevcut başarımı ve gelecekteki hedefler dikkate alınarak yapılanmaktadır.
Güncel (çağdaş) felsefe aynı zamanda çalışanların bir eğitmen ve/veya gözetmen –idareci –ile birlikte hem şahsi hem de genel işletme amaçlarını saptamaya katılımına özen göstermektedir. Birlikte amaçlar belirlenmediğinde bu amaca ulaşmak için gereksinim duyulacak araçlar böylelikle birlikte belirlenebilecektir.
O halde çağdaş değerleme felsefesinin ana ilkelerini şu şekilde belirtebiliriz
• Başarı odaklıdır hedef olarak başarım motivasyonu yapılmaktadır
• Hedefler ve amaçlar baştan etüt edilerek yapılanma bu gereklilikler üzerine inşa edilmektedir
• Yönetici ve çalışan birlikte amaç ve araçların oluşumunda çaba göstererek işletmeyi doğru etüt etmekte böylelikle icranın başarımı artmaktadır
Buradaki amaçlar konusunda birkaç şey daha söylemekte yarar buluyorum. Amaçların tepeden inme talimatlar ile değil de yönetim ve çalışanların birlikte hazırlaması çalışanlar açısından daha fazla olumlu sonuç doğuracaktır. Belirlenmesinde ve planlanmasında katkısı bulunan çalışanların tespit edilen amaç ve hedefler için daha fazla katılımcı ve istekli olacağı açık bir gerçekliktir.
“İnsan ihtiyaçlarının sonsuz, işletme kaynaklarının daima yetersiz” olması hep işverenlerce belirtilen bir durumdur. Fakat özellikle çalışanların ihtiyaçlarının büyük bir bölümünü o iş yerinde çalışmaları ile karşılayabilecekleri gerçeği eğer uygun ortam sağlanabilirse var olacaktır.
Çalışanlar açısından başarım isteklerinin bazıları ise şunlar olabilir.
• Yaptığı işin değerli olması veya en azından yaptığı işe değer verilmesi,
• Bir grup veya takım içerisinde o ekibin bir ferdi olarak yaratıcılığını ve katkısını sunabilmek
• Genel yapı içerisinde amaçların belirlenmesinde söz sahibi olabilmek ve yaratıcı olduğuna inandığı amaç konusundaki fikirlerini paylaşabilmek
• Emeklerinin ve çabalarının sonucunu maddi ve manevi olarak elde edebilmek
• Kişisel gelişimi için çalıştığı alanda olanak bulmak ve bunu sürdürebilmek
“GİDECEĞİN YOLU BİLMEK ULAŞIM OLASILIĞINI ARTIRIR”
Sonuç olarak İşletmede ben merkezli her türlü yapılanma belki bir süre işlerin iyi gitmesini sağlayabilir ancak uzun dönemde başarımın artması için yöneten ve çalışanın birlikte hedef ve amaçları değerlendirmesi belirlemesi ve uygulaması yukarıda yer alan ihtiyaçların tedarikinde Daha rasyonel bir model olacaktır.