(ÜCRETLER İÇİN) İŞ DEĞERLENDİRMESİ
Kurumsallaşmanın gerekliliklerinden olan iş değerlendirmesinin amacı maddi yâda manevi ücret ve ödüllerin çalışanlar arasındaki dağılım biçimini mantıklı ve işletme gereksinimlerine göre rasyonel kılmak ve sonucun kabul edilebilir olmasını sağlamaktır.
Böyle bir durumun oluşması kurum içerisinde işlerin değeri konusunda ortak bir konsensüs oluşmasına olanak sağlayarak bir açıdan da eşitlik sağlamakta da kullanılabilmektedir.
Bu durumu oluşturabilmek için:
• Bazen ücretler üzerinde tüm anlaşmazlıkları giderebilecek olduğu düşünülen objektif kriterler kullanılmakta
• Bazen ücret beklentileri işletme verileri ile kıyaslanarak iş tanımlarının ücrete bağlı karşılıkları oluşturmakta
• Bazen de önceden belirlenen iş tanımlarına uygun ücret formülleri ile iş değerlendirilmesi yapılarak ücret ve iş ayrı olarak mütalaa edilmektedir.
Oysa emeğini veren işçi için saptanan sınırdaki ücreti kabullenme ve fazlasını arzu etmeme gibi bir eylem planlaması yanıltıcıdır.
Aslında var olan bir gerçeği hem işletme sahipleri hem de çalışanlar bilmektedir ki:
“İŞ DEĞERLENDİRMESİNİN İNSANLAR TARAFINDAN YAPILDIĞI BİR SİSTEMDE HER SONUÇ SÜBJEKTİFTİR”
Sendikal çalışma ortamlarında iş değerlendirme ve hakların oluşumu çok daha rasyonel ve matematiksel formüllere bağlı olabilmektedir.
Ancak emeğin örgütlü olduğu gerçek sendikal faaliyetlerin Ülkemiz gerçekleri ile tam da uyuşmadığını söylemek doğru olacaktır. Gerçek sendikal faaliyetlerin söz konusu olduğu kurumsallaşmış işletimlerde iş değerlendirme planlarının başarısında kilit görevler sendika temsilcileri eli ile gerçekleşmektedir.
Sendika temsilcileri çalışanların ve emekçilerin çıkarlarını korumaya çaba sarf ederken genellikle iş değerlendirmede neyin doğru olduğuna değil neyin hatalı yapılandırılmış olduğuna bakar , ancak buna rağmen iş değerlendirme planlarının kuram ve uygulamaları konusunda yeterli tecrübeye sahip ve algılama eksikliği içerisinde bile olabilirler. Sendikaların neye ve kime hizmet için kurulduğu veya çalıştığını bir kenara bırakarak iş değerlendirmesi için gerekli olan yapısal reformların bilimsel temellerde oluşturulması gerektiğini anlamak zaten başlı başına doğru eylem birliği içinde olmak demektir.
Sonuç olarak İşletmelerde tanımlanan işlerin rasyonel ve kurumsallaşma amaçlı yapılandırılması olası işletme –personel çatışmalarının da önüne geçmede yönetimlere fırsatlar sunabilmektedir. Eğer iş doğru değerlendiriliyorsa ve iyi tanımlanmışsa işi yapan emeğin de hakkı baştan doğru teslim edilmiş demektir. Bu denge noktasından sonra çatışma ancak konjonktürel faktörlerin sürprizlerinden ibaret olacaktır.