ÇALIŞANLARIN BEKLENTİLERİ:
Günümüzde para, bir ödeme aracı olduğu gerçeğinin yanı sıra, işlevleri açısından aynı zamanda her şeydir de.
Paranın çalışanlar için daha fazla önemi olduğu da unutulmaması gereken bir husustur.
Kuşkusuz satın aldığı mal ve hizmet ile geleceğin temin aracı olan para çok değerlidir. Bu değer onun ekonomik süreçteki takas değerinden dolayı var olmuştur. Her türlü gereksinim ve beklentinin yapılabilirliği için temel ihtiyaç paradır.
Hepimiz:
• Ona sahip olanlar
• Onu biriktirebilenler
• Onu aşırı sarf edenler
• Onu cimrice kullananlar
İçin paranın statü simgesi olarak önemini biliriz.
“PARANIN STATÜ DEĞERİ ELDE EDİLDİĞİ VE SARF EDİLDİĞİ ZAMAN ORTAYA ÇIKAR”
İnsanların paraya ve elde edilmesine karşı verdikleri tepkiler farklılık gösterir. Bu konuda deneyimlediğim bir örneği vermek isterim:
“yöneticisi olduğum firmanın yeni yıl ücret artışlarında satış departmanında bulunan ve her ikisi de başarılı sonuç çıkaran eşit düzeydeki iki satış temsilcisine yaptığım ve adil olduğuna inandığım yüksek ücret artışı sonrası her ikisinden de farklı sonuç gördüm.
Biri yapılan artış ile refahını ve hem işletmede hem de toplumda daha üst seviyeye geldiğini düşünerek mutlu olmuş işletme bağımlılığı ve performansı artmış iken diğeri yapılan zammın kendisine haksızlık olduğunu düşünerek daha fazla beklenti içinde olduğu için yapılan zammın bahşiş gibi olduğunu düşünerek iş motivasyonu düşmüş ve işletmeye bakış açısı negatife dönüşmüştür (tabi gereken önlem alınarak sonuç olumlu hale getirilmiştir.)”
Buradan hareketle sunu belirtmekte yarar görüyorum: Paranın bir ödül aracı olarak kullanılmasında beklenti kuramının doğru yapılandırılması gerçeği vardır.
“BEKLENTİ KURAMI: ARZULAMA DERECESİ X BEKLENTİ=GÜDÜLENMEDİR”
Arzulama derecesi bir sonucun diğerleri ile karşılaştırıldığında ne kadar kuvvetle tercih edildiğini, beklenti ise belli bir eylemi belli sonuçların izleyeceği inancının gücünü gösterir. Bu demektir ki eğer para bir güdüleyici veya motivasyon aracı olacaksa bir çalışan onun daha fazlasını istemeli (bu arzulama derecesidir),aynı zamanda daha iyi başarılar sağladığında bunun ödüllendirileceğine inanmalıdır ( buda beklentiyi oluşturur)
Örneğin bir çalışan bağımsız bir gelir nedeniyle refah içinde ise ücretindeki artışın yüzdesi onun arzulama derecesini olumlu veya olumsuz değiştirecektir.
Diğer taraftan birçok çalışan daha fazla başarılı olmanın daha fazla gelir getireceğinden emin değildir. Çünkü asgari başarılı olanların yüksek başarım gösterenler kadar ücret aldığı durumları gözlemlenmiştir.
Bu gün birçok işletme terfileri başarılara değil kıdeme göre yapmaktadır. Bunun sonucu başarı duygusu ve beklentisinin yok olmasına sebep olmaktadır.
Sonuç olarak: işletme yönetimleri kurumsallaşma yolunda, çalışanlarından daha iyi performans ve başarı sergileyenlerin, daha çok ödül aldığı bir yapıda işletimini başarabilirlerse, hem her açıdan beklenti doğru işler hem de işletme kalitesi artar.