Kürdilihicazkâr makamı 1850'li yıllarda Hacı Ârif Bey tarafından kurulmuştur.

Kürdî makamının bir tam ses peste Rast (sol) perdesine aktarılmış şeklidir.

Günümüzde en çok sevilen ve kullanılan makamların başında gelir.

Mersin’de (1985-1986?) bir sabah Mobil bayimiz Emet Aksavrın’la kahve içerken  aşağıdaki şiiri okudum.

Bir sabah bakacaksın ki bir tanem, ben yokum,

Dünyayı sana bırakıyorum….

diye devam ve bir annenin yavrusuna duyduğu derin hasreti anlatan güzel bir şiir.

Şiiri çok seven Emet bey, “ hocam bu şiir kimin ?” dedi. “Hücesta Aksavrın’ın” dedim. “Benim soyadım ne ?” “Aksavrın”  “hocam, Hücesta benim annem olur ve bu şiiri ben ABD’ne giderken havaalanında yazdı” dedi.

Çok duygulandım. Rahmetli Dr. Selahattin İçli’nin (Şerif İçli’nin yeğeni) 2004 yılında ölen oğlu Murat için bestelediği bu hüzünlü şarkı beni halden hâle sokar.

Geçen sene Aşiyan Musiki Merkezinde bu şarkıyı okuyan Melihat Gülses’e “hocam Hücesta hanımın oğlu Emet arkadaşımdı, maalesef annesinden önce öldü” deyince,  “Mehmet bir yanlışlık olmasın, ben bu şarkının telif hakkını Hücesta hanımın oğlu Mehmet’ten aldım, o da hayatta ve Londra’da yaşıyor” dedi.

Ben hemen Emet beyin Mersin’de yaşayan kızı Simin’e telefon ederek, Hücesta hanımın öz oğlunun üvey amcası Mehmet olduğunu, babası Emet beyin üvey oğlu olduğunu öğrendim ve durumu Melihat hanıma söyledim.

Yakinen tanıdığım Selahattin İçli bu şarkıyı ölümünde (2006) mezarı başında okuması için İnci Çayırlı hocamıza vasiyet etmiş. Ben cenazeye gidemedim. İnci  hocam, “Mehmet, Zincirlikuyu mezarlığına herkes çekildikten sonra bu şarkıyı Selahattin beyin mezarı başında ağlayarak okudum” dedi. Allah rahmet eylesin.

Kürdilihicazkâr makamı çok duygulu nağmeler içeren müthiş bir makamdır.

Sözleri Yaşar Sâdi beye, bestesi Lem’i Atlı’ait aşağıdaki şarkıya bayılırım.

Bir kendi gibi zalimi sevmiş yanıyormuş.

Duydum ki beni şimdi vefasız, arıyormuş,

Kalbim gibi feryâd ediyor, sızlanıyormuş,

Duydum ki beni şimdi vefasız arıyormuş…

Sözleri Turhan Oğuzbaş’a, bestesi rahmetli Avni Anıl hocamıza ait aşağıdaki Kürdilihicazkâr şarkıyla İstanbul’un bütün meyhanelerini dolaşırsınız.

Bu akşam bütün meyhanelerini dolaştım İstanbul'un,

Seni aradım kadehlerdeki dudak izlerinde..

Canım doya doya sarhoş olmak istiyordu,

Seni aradım kadehlerdeki dudak izlerinde…

Şair Cansın Erol’un erken yaşta kaybettiği kocası için yazdığı şu güzel şiiri aynı güzellikte besteleyen Selahattin İçli’nin nağmeleriyle bir başka âleme göç edersiniz. Hüzün zaman zaman deli dalgalarla gelir,

Gönlümün kıyısına vurur.. / Aşınan kayalar gibi ruhum,

Suskun, yorgun, öylece durur. / Islak kumlara yazılmış hikayeler…

Ummana karışır, silinir yavaş yavaş, / Her dalga ömrümden bir şeyler koparır…

Yesari Asım Arsoy’un ölümsüz bestelerinden olan şu güzel şarkıyı Osmancık’lı  rahmetli Diş Hekimi arkadaşım Turhan Dinçer çok güzel okurdu.

Ömrümce o saf aşkını kalbimde yaşatsam,

Kirletmem onu, kendimi hicrana da atsam.

Bezminde geçen bir geceyi, bin yıl uzatsam,

Doymam o güzel sinede ömrümce de yatsam…

Sözleri Yahya Kemal Beyatlı, bestesi M. Nurettin Selçuk’a ait şu güzel şarkı Kürdilihicazkâr makamının en çok okunan ölümsüz bir şaheseridir.  

Zil, şal ve gül bu bahçede raksın bütün hızı,

Şevk akşamında Endülüs üç defa kırmızı….