Para politikalarının yeni patronu Kavcıoğlu 128 milyar doların nasıl “hamhum-şaralop” olduğunu değil de, adeta Korono salgını hakkında AKP yönetiminin nasıl fedakarlıklar (!) yaptığını anlatmak için ekrana çıkmış gibiydi.

Üçü bayan dört gazetecinin karşısında hiç de rahat görünmeyen Kavcıoğlu,

oldukça değil çok tutuktu.

Belli ki fazla deneyimi yok TV ekranlarında…

Almanya’da, gurbetçi işçi olan bir babanın evladı olarak nasıl eğitim yaptığını, babasının Türkiye’ye getirip bozdurduğu markların (dövizlerin) ne kadar değerli olduğunu bildiğini anlattı.

İyi de mark, ya da euro’nun, şu anda başında bulunduğu Merkez Bankası kasasından harcanan dolarların nasıl buhar olduğunu izah etmiyor ki.

Sen halka 128 veya 126 milyarın nasıl buharlaştığını kalem kalem açıkla…

“Efendim, iddiayı ortaya atanlar bunu biliyorlarmış”

İyi de bir de sen anlat…

Bunu öğrenmek muhalefetin hakkı.

Üstelik halkın parası…

Halkın da, dolarların nereye harcandığını bilmeye hakkı var.

“Efendin virüs salgını sürüyor. İki yıla yakın süredir salgın önlenmeye çalışılıyor. Bu dönemde harcanan paraları neden dikkate almıyorlar…”

“Hooppp” derler o zaman adama…

Bu ülkenin yıllık bütçesi var…

Konsolide bütçe dışında yapılan harcamalardan bahsediyor muhalefet.

Ülkenin ileride düşeceği bir güçlük karşısında kullanabilmesi için Merkez Bankası’nda toplanan rezerv dolarlardan bahsediyor.

Bu rezerv paraya el sürülemeyeceğini izah ediyor.

Merkez Bankası’nın asıl görevinin ne olduğunu hatırlatıyor.

Eğer buharlaşan dolarların nereye ve nasıl kullanıldığını birileri izah ederse mesele yok.

Ama Kavcıoğlu tv ekranında hiç oralı değildi.

Üstelik Merkez Bankasının, ulusal bankalar yoluyla kazandığı kârın hazineye devredildiğini hatırlatıyor devamlı şekilde.

Merkez Bankası, karlılık üzerine kurulmuş bir ticari banka değil ki…

Öyle bir amacı ve hedefi yok ki…

Gerek yüz mimikleri ve gerekse sıkıntılı el kol hareketlerinden anlaşılıyor ki, daha önceden bildiği sorulara bile böylesine tereddütle cevap veren bir başkanı zor günler bekliyor.

Hani buharlaşmaya neden olan daha önceki Merkez Bankası başkanlarını eleştirse olmaz.

İzlenen politikaların yanlış olduğunu söylese hiç olmaz.

128 milyarın nerelere kullanılması gerektiğinin emrini vereni fısıldasa, sıkar…

Böylesine tehlikeli-sakıncalı gerçekler izah edilemeyecek durumda ise…

Yukarısı bıyık, aşağısı sakal ise…

128 milyarı Merkez Bankası’nın kasasına döndürmek için, en az 4-5 yıl gerekiyor ise…

İşi çok zor Kavcıoğlu’nun…

Kökeni bankacılık da olsa, oturduğu koltuğun “üç bacaklı” olduğunu devamlı hatırlaması gerekecek Genel Müdürün.

Bu “üç ayaklı” makam koltuğunun ağırlık merkezi her an kayabilir.

Aman dikkat…

(Son)