Hz. Nuh'un hikayesini çoğumuz biliriz ;

"Tanrı bir gün dikkatle kainâta bakar; insanın işlediği günahları görünce çok kızar ve hepsini yok etme kararı alır. Ancak bunu yapmadan evvel Nuh'u fark eder. O'na kırk gün kırk gece sürecek bir yağmur yağdıracağını ve büyük bir sel yaratacağını söyler. Nuh'a kendisini, eşini, üç oğlu ile eşlerini ve var olan her hayvan türünden birer çift alacak genişlikte bir gemi inşa etmesi talimatı verir. Nuh hayvanları ve ailesini gemiye yükleyerek Tanrı'nın emirlerini yerine getirir. Nuh, yağmur dindikten sonra, suların çekildiğini anlamak için bir kumru yollar yeryüzüne.

Denizde geçen 150 gün ve Ağrı Dağı'nın tepesine çakılıp kaldıkları 100 günün sonunda yeryüzü kurumuştu.

Tanrı kainâtın yeniden canlanması için Nuh’a “Verimli ol ve üre” der.

En önemlisi Tanrı Nuh’a insanları bir daha mahvetmeme sözü verir ve sözleşmenin simgesi olarak bir gökkuşağı gösterir.

Bu öyküden herkesin çıkarımı farklı olabilir.

Ben Tanrı’da bir şair ruhu olduğunu hissettim. Kim gökkuşağını bir sözleşme mührü olarak gösterir ki, sadece şair ruhlu bir Tanrı…

 

Şiir Tanrı dilidir, ibadettir insana,

Şiir sevgi selidir, saadettir insana,

İlâhi bestedir şiir, insan makamında,

Aşıktır, sevgilidir, zerâfettir insana…(Mehmet Özata)

 

Duyduk kaçınılmaz sonucun geldiğini,

Ömrün azalıp gitgide eksildiğini,

Gözyaşları, yalvarmalar artık boşuna,

Bir hakim-i mutlak okuyor bildiğini…(Ümit Yaşar Oğuzcan)

 

Hayatı geç kavradım olanı kader sandım,

Olmayanla savaştım, tekâmülde zorlandım,

Kader alında değil, akılda şifrelenmiş,

Ömrüm hazâna erdi, yaşadıkça anladım…(Mehmet Özata)

 

Gözlerimizi bir pula satıp geçmişiz bir yana,
Ölmesini bilenlere yüz çevirmemiz bundan!
Körüz gözbebeklerimize mil çekilmiş mil…
Acımasız bir namlu şakağımızda soğuk,
Tetikte kendi parmağımız yabancının değil! (Rıfat Ilgaz)


Hangi dağın bir kenarı yol değil,
Hangi deniz bir sahilde son değil,
Başın eğme bu halimiz ar değil,
Daha mutlu günlerimiz var gülüm....(Emine Özgenç)

 

Bazen, uzaklaşmak gerekir yakınlaşmak için...
Bazen, hatırlamak gerekir hatırlanmak için...
Bazen, ağlamak gerekir açılmak için...
Bazen, anmak gerekir anılmak için...
Bazen de susmak gerekir duymak için... (Şems-i Tebrizi)

                                               19 HAZİRAN 2013