Ben seni sevdim
Yalnızca seni…
Ben senin katlarını
Yatlarını sevdim.
Ben seni sevdim, yalnızca seni
Ben senin çek defterini,
Yazdığın bol sıfırlı çeklerini sevdim.
(Bir yerlerden duyduğum, aklımda kalan kısmını yazdığım aşk şiirinden)

Almadan vermek… Hiçbir maddi çıkar beklemeden sevmek! Kulağa hoş gelse de günümüz insanı için anlamsız, oldukça saçma gelir. Çoğunluk için deli saçması olarak görülebilir.
Kuşbaz olarak adlandırılır güvercin besleyen insanlarımız. Güvercinlerin bütün özelliklerini ezbere bilirler. Haftanın belirli günlerinde belli yerlerde toplanıp güvercin alışverişinde bulunurlar. Türkiye genelinde etkinlikler yapan dernekleri varmış. Onları tanımadığım günlerde duyduklarım bana çok saçma gelmişti. O günlerde kahvehanelerde sigara içilmesine karşın; güvercinler zarar görmesin diye sigara içilmesini yasaklamışlar. Sigara içmek isteyen kişi dışarı çıkıyordu. Güvercinler, onların sağlıklarından daha değerliydi.
Önce can, sonra canan diyenlere inat; sevdiklerini kendilerinden üstün tutan güzel insanlar! Hemen hemen herkes mutlaka görmüştür. Bazı insanlar onlara acımışlar, bir başka deyimle bıyık altından gülmüşlerdir. Kedileri seven, onları evlerinde besleyen insanları alaya alanlar vardır. Özellikle köylerde köpeklere değer veren insanların “it akıllı” diye küçümsendiğini çok gördüm.
Sokaklarda yaşamak zorunda kalan insanların çoğunluğu kedi ya da köpeklerle birlikte dolaşır. Yiyeceklerini onlarla paylaşır.
Sokaklarda yaşayan hayvanların, kuşların aç susuz kalmaması için çaba gösterenlerin sayısı az değildir. Her geçen gün onların bu sevgisini anlayıp, onlara destek olan; aralarına katılanların olması sevindiricidir.
İnsanların yiyecek, içecek bulamadığı; açlıktan, susuzluktan insanların öldüğü bir dünyada yaşıyoruz. Ekmek parası için ölümü göze alıp çalışmak zorunda kalan milyonlarca insanlar var. Akla gelecek ilk soru bu kadar çok sorun varken hayvan sevgisi de nereden çıktı? İnsanlar iş bulamıyor; çalışanlar karınlarını doyuramıyor. Dünyanın en gelişmiş ülkesi kabul edilen ülkede birçok insan karınlarını doyurabilmek için iki üç ayrı işte çalışıyor.
Böyle bir durumda sokakta yaşayan bir itin ne değeri olabilir?
Başarılı olduğunu bildiğim bir fotograf sanatçısı var. Kendisini sanal ortamda yayınladığı fotograflardan, yarışmalarda aldığı ödüllerden tanıyorum. Sokakta yaşayan hayvanlara yardımcı olabilmek için çırpınıp durur. Benim internette paylaştığım bir fotografa yorum yazmıştı: “Bu köpek nerede yaşıyor? Eziyet görüyor mu?”
Hayvan severleri küçümseyenlerin bir kez daha düşünmelerini öneririm. Küçümsediğiniz, alaya aldığınız o insanların yüreklerinde taşıdığı insan sevgisi tanıdığınız kaç kişide var? Sokağa atılan kediler köpekler, yılkı atları asla sahiplerine kötülük yapmamıştır. Evcil hayvanlar, yiyeceklerine dokunulmadığı, yavrularına zarar verilmediği sürece insanlara saldırmaz.
Hayvan severlerin arasında suç işleyenlerin sayısı yok denecek kadar azmış.
İnanmak istemeyenler araştırmaya başlasın.
Bakırcılar arastasında kalaycılık yapan Aydın ustanın fotograflarını sizlerle paylaşıyorum. Kırk yıldır farklı hayvanları beslemiş. Onun sevgisi sadece bu kadar değil. Çevresindeki yoksul insanlara maddi katkılar sağlamak için çaba gösterdiğini öğrendim.
Bilen bilir: SEVGİ PAYLAŞTIKÇA BÜYÜRMÜŞ!