“Aralarına kara kedi girmiş”
Büyüklerimizin dilinden düşürmediği bir söz vardır: “Kirpi, benim yavrumun ipek gibi tüyleri vardır.” Benzeri şeyler kuzgunlar için de söylenir.
Her canlı kendi neslini korumak için var gücüyle yarışır. Göçmen kuşlar zamanı gelince yollara düşer. Yuvalarını yapar. Yumurtlayıp kuluçkaya yatar. Doymak bilmeyen yaramazları besleyip büyütür. Günü gelince herkes kendi yoluna gider. Bahar aylarının ilk günleriyle birlikte birçok canlı yavrularını büyütmek için insanları kıskandıracak bir çabanın içine girer. Kış ayları gelmeden yeni doğan yavrular, kendi başlarının çaresine bakacak hale gelir.
Kara kedi… Geçen yıl sevimli bir yavruydu. Annesi beslenmeye gittiğinde gizlendiği yerden çıkar fazla uzaklara gitmeden çevresini tanımaya çalışırdı. Fotoğrafını çektiğimi anladığında hemen gizlenecek bir yer bulurdu. Annesi geri döndüğünde ikisini birlikte fotoğraflamak gerçekten zordu. Annesi her hareketimi dikkatle izler, fotoğraf makinesinin seslerini duyduğunda kedi eniği bir anda gözden kaybolurdu. Anne sevgisi ağır bastığından kısa sürede ortaya çıkardı.
Sabahın ilk saatlerinde annesi avladığı fareyi öldürüp ona teslim ediyordu. Kendi yavrularını doyurmak için yuvasından çıkan fare, kara talihinin eseri olup büyümeye başlayan kara kedinin sabah yemeği oluyordu. Günlerce uğraştım, ancak tasarladığım fotoğrafı çekemedim. Yavrusunu gizlediği yeri değiştirdi. Mutlaka onunda birden fazla yavrusu vardı. Geriye kalan bir tanesini gözü gibi koruyordu.
Bildiğim kadarıyla kediler bir süre yavrularını sütle besler. Daha sonra avladıkları avları öldürüp yemesi için yavrusuna teslim eder. Günü geldiğinde av canlı olarak verilir. Daha sonra birlikte avlanmaya birlikte çıkarlar. Kara kedi, kendi türünün tüm özelliklerini annesinden öğrenir: Avlanmayı, köpeklerden uzak durmasını, kesinlikle insanlara güvenmemesini yaşadığı deneyimlerle annesinin çabasıyla hafızasına kazıdı.
Renginin siyah olduğunu, kara kedinin insanlar için taşıdığı anlamı öğrendi mi onu bilmiyorum Bir yıl sonra onu yine baba ocağında tek başına dolaşırken gördüm. Tek başına hayatta kalabiliyordu. Hiçbir konuda annesine ihtiyaç duymuyordu.
Satanistlerin eline geçmezse kendi çabasıyla yıllarca hayatta kalabilir.
Aslına bakarsanız kara kedinin beyaz kediden; sokakta yaşayan kediyle Van kedisinin birbirinden bir üstünlüğü yok. Sadece insanlar onlara farklı değerler veriyor.
Sokak hayvanlarına sahip çıkanları, çok sayıda kedi köpek besleyen insanların bu güzel davranışları çoğunluk tarafın hoş karşılanmaz. Onları küçümseyenlerin alay edenlerin sayısı az değildir. Ancak hayvan severlerin arasında suç işleyenlerin sayısı yok denecek kadar azmış.
Yüreğinde sevgi olanlar, doğada yaşayan hayvanları, bitkileri, ağaçları, toprağı, suyu başka bir gözle sever. Küçümsediğimiz o güzel insanlar, insanlara kötülük düşünebilir mi?