Uzun zaman sonra Twitter’da kadına şiddet ve ceza hukuku ilişkisi konusunda görüşleri paylaştım.

osyal medya ortamının bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olandan geçilmediğini bir kez daha gördüm.

İşim gereği düşündüklerimi yeterince ifade edemesem de, sosyal medyanın özgürlük ortamını seviyorum. Ama, bilmeden yazan, kendini gizleyerek karanlıkta yumruk sallayan sahte kahramanları, yarım aydınları okudukça bataklıkta yürüyüşe çıkmışım gibi hissediyorum bu platformlarda. Yine de ceza yargılamasında meşru savunma, tahrik ve özellikle kadına şiddetin önlenmesi için neler yapılması gerektiğine ilişkin görüş ve önerilerimi buraya da aktarmak istedim.

Öncelikle belirtmeliyim ki; şiddete uğrayan bir insan, kendisine şiddet uygulayana karşı işlediği öldürme ya da yaralama suçundan yargılanırken tahrik indiriminden yararlanır. Ama sırf şiddet gördüğü gerekçesi ile işlediği öldürme suçu açısından cezadan muaf tutulamaz. Kadın bile olsa durum değişmez. Kimi hukukçuların aksi yöndeki bilgi paylaşımlarını uygulama zanneden kadınların suça itilme tehlikesi ile karşı karşıya olunduğunu söylemeliyim. Yani siz siz olun şiddet uygulayan eşi polise şikayet etmek yerine sokaktan eve gelirken vurmayın.

Peki kadına şiddeti önlemek için neler yapılabilir? Öncelikle belirtmek gerekir ki, cezaları arttırmanın sorunun çözümüne katkı sunmadığı ortada. Ancak, cezalandırma dışında bazı tedbirler almak mümkün. Birkaç örnek çözüm önerim var. Dileyen bu önerileri çeşitlendirebilir.

Şiddeti özendiren, kanıksatan yapımlara karşı kamuoyu protesto özgürlüğünü etkili kullanmalı. Okullarda sevginin emek istediği öğretilmeli. Çocuklara hayvan sevgisi, doğa sevgisinin varlığı anlatılmalı. Politik rol modeller kamuoyu önünde kavga dili kullanmaktan vazgeçmeliler.

Madde kullanan, özellikle şiddete dayalı suç geçmişi olan, saldırgan kişilikli şüphelilere ilişkin soruşturmalar acilen tamamlanıp, soruşturma boyunca da güvenlik amaçlı olarak özgürlükleri sınırlandırılmalı. Evden uzaklaştırma gibi etkisiz tedbirlerden vazgeçilmeli.

Şiddete uğrayan kadını sığınma evine hapsetmekten vazgeçip, saldırganın suç teşkil eden tehdit ve diğer saldırgan eylemleri değerlendirilerek, soruşturma aşamasında psikolojik tedavi ve önleme amaçlı olarak ıslah ve gözetim kurumunda tutulmasının önü açılmalı.