Jilet firmasına benim hayranlığım var. Ustura ve sav kayışını demode ettiğinden değil elbette. Benim ustura ve sav kayışına ne düşmanlığım olabilir ki?
Makineleşme olayında genellikle makineler galip gelir ve sahasına hakim olur. 1950’den sonra sakal tıraşı için bir çok firma makine icat etti, ama yüzde 20 insanın tercihinden fazlasını kazanamadılar. Jiletle tıraş olanlarının yüzde 80’i Gillette markasını, yüzde 20’si de Wilkinson markasını kullanıyor. Yani büyük çoğunluk Gillette’nin (jilet) hâkimiyetinde,
Son 30 yıl içinde 30’un üzerinde yaptığı minik yenilikleri, her seferinde sanki reform yapıyormuş gibi sunması, yaptığı yenilikler küçük te olsa ürününün kaliteli olması, reklamların kabul görmesini sağlıyor. Bence gerek sanayicilere, gerekse ticaret erbabına faydalı mesaj vermiş oluyor. Hayranlığım buradan kaynaklanıyor.
Bu konu günümüzün gençliğini etkileme, ama bizim gibi gençliğinde en kaliteli jiletle 3 defa ancak tıraş olabilirken, onu su bardağında bileyerek, tıraş sayısını dörde bazen de beşe çıkarmaya çalışanlar için ilgi odağıdır. Öğrenciliğimizde sınıfımızın yarısından fazlası bu yolu denerdi.
*
Bu gün birçok berber sav kayışı ile bilenen usturayı, usturayı bileyen sav kayışını, sav kayışının görevini iyi yapmasını sağlayan macunu bilemezler. Ellerinde ustura diye kullandıkları şey usturaya benzetilen jilet kullanma aletidir.
Buraya jilet hakkında kısa bilginin verilmesini de yararlı görüyorum: King Camp Gillette ABD’de 1901 yılında çift taraflı kesici kenarı bulunan jilet bıçağını icat etti. 168 jilet 50 makine satabildi. (makine denilen şeyler üç delikli jilet bıçağının takıldığı kılavuzlu sap ile bıçağın oturacağı kısımdan ibaretti.) Birinci dünya savaşı başında ABD hükümeti üç buçuk milyon tıraş makinesi ve gerekli jileti sipariş etti. Yine birçok icatta olduğu gibi toplumun ilgisini kazanmak kolay olmadı. 15 sene sonra seri üretime başlayabildi.
Sonuca ulaşmak uzun zaman aldı ama usturanın ve sav kayışının asırlar süren saltanatı da bitti.
*
Şimdi gelelim günümüzde hükümet kurma çalışmalarına, koalisyon girişimlerinde yazboz tahtasına dönen duruma.
Durum anlaşılması zor şekilde günden güne zorlaşıyor, hatta kötüleşiyor.
55 yıldan bu yana hükümet kuruluşlarında, günümüzdekine benzer hükümet kurma problemleri yaşadık. Nedenlerini bugün konuşurken; buruk bir gülümseme beliriyor insanların yüzünde.
İleriki tarihlerde bu günleri konuşurken de, hem gülünecek, hem manasız bulunacak, hem yazık olmuş denilecek.
Geline geline 1 Kasım’da seçime gelindi, iyi gelindi veya kötü gelindi ama gelindi. Seçimi adam gibi yapalım. Sonucun koalisyon ihtimali daima var. Bunda olmayacaksa sonraki seçimlerde olacak. Kırıcı, ortaklıkları engelleyici konuşma ve hareketler devam etmesin. Küçücük çelik parçası jilet kadar aklımız yok mu? Jilet olalım; geçmişin zorluklar yaşatan olaylarını, ustura ve sav kayışının silindiği gibi silip atalım.
En güzel günler sizlerin olsun.