Çorum lisesi 1963 mezunları olarak 25 Mayıs 2013’te Çorum lisesinde 60 arkadaşımızla 50.mezuniyet yılı toplantımızı yapmış, çok mutlu olmuştuk.
Aradan geçen koskoca elli yılda, hepimiz çok değişik bir kimlik ve değişik ruh haliyle, çok farklı görünümlerle başka başka insanlar olarak karşılaşmış ve birbirimizi tanımakta zorlanmıştık.
Murathan Mungan’ın, “Bilmem ki, karşılaşsak hatırlayabilecek miyiz birbirimizi yeniden? Hepimiz artık bir başkasıyken” sözleri sanki bizleri anlatıyordu.
Yaklaşık bir yıldır her ay bu mutlu toplantıları İstanbul Selamiçeşme Özgürlük Parkı Fua Kafe’de sürdürüyorum.
Geçen hafta İskilip’li öğretmen arkadaşım İsmet Kasımcan İstanbul’a gelmiş. Bana “hocam arkadaşlarımızı bir daha topla da dünya gözüyle bir daha göreyim “ dedi.
Ben de 7 Mart Cumartesi günü toplantı için arkadaşlarıma çağrı yaptım.
Sabah İsmet hocamla buluşarak Çekva’nın (Çorum Eğitim ve Kültür Vakfı) “Şehir ve Kültür” konulu toplantısına katıldık. İstanbul Kültür ve Turizm İl Müdürü Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili slayt gösterisiyle bursiyer öğrencilerimize ve bizlere İstanbul’u bir güzel anlattı. “İstanbul çok büyük bir tarihi potansiyeli barındıran muhteşem bir şehirdir. İstanbul bir kazanımdır. İnsanlar ufku kadar vardır. Ufkumuzu geliştirici en büyük kültür şehir kültürüdür.” dedi. Ben de Napolyon’un “ Eğer dünya tek devlet olsaydı, İstanbul başkent olurdu” sözünü hatırlattım.
Daha sonra İsmet hocayla Özgürlük parkına giderek 1963 Çorum lisesi mezunu arkadaşlarımızla buluştuk.
Toplantıya öğretmen İsmet Kasımcan, Avukat Yaşar Köstekçi, Savcı Hüseyin Eyüpoğlu (Talaş), bürokrat Abdullah Bükülmez, Noter Hüseyin Kadayıfçı, iş adamı Haldun Karaoğlu, iş adamı Metin Muci, Dr. Sefer Kaya, İktisatçı Atila Ucar geldiler.
Bankacı Tuncay Erzurumlu, iş adamı Üstün Atalay, em. Vali Süleyman Oğuz, bankacı Halis Aygül, bürokrat Emine Atalay, bürokrat Adnan Bayezit, bürokrat Kadir Öncül, öğretmenimiz Yüksel Küpçüoğlu çağrılı oldukları halde gelemediler.
Tam elli iki sene sonra bir araya gelen 10 eski dostun hasret kokan, sevgi yüklü konuşmaları hepimizi çok duygulandırdı.
Yan masalardan konuşmalarımıza tanık olan bazı beyler fotoğrafımızı çekti.
Victor Hugo, “Kardeşlerimi Allah yarattı ama dostlarımı ben buldum” der.
Dostluk huzur veren, hayatı daha anlamlı kılan muhteşem bir duygudur.
Şu fani hayatta dostların vefası, dostların sevgisiyle var olduğunuzu hissediyor ve mutlu oluyorsunuz.
Çorum lisesi anılarımızla muhabbetimize devam ederken, telefonla Çorum’dan Avukat Adnan Çırakoğlu, Avukat Özcan Atalay, iş adamı İsmail Ayvaz, Osmancık’tan öğretmen Yücel Boyacı, öğretmen Mustafa Göbel, Avukat Orhan Öztürk, Antalya’dan Albay Kamil Gökgöz, Ankara’dan eski Yargıtay üyesi İsmail Seçer, Avukat Arif Damar, müfettiş Ramazan Yağız ve Adana’dan müfettiş Ömer Çayan’ı arayarak arkadaşlarla görüştürdüm ve muhabbetimize ortak ettik.
Telefonla aradığımız arkadaşlarla görüşen arkadaşlar, “Mehmet’ciğim sayende olağanüstü bir gün yaşadık. Elli iki senedir görmediğimiz ve belki de bir daha göremeyeceğimiz arkadaşlarımızla telefonla da olsa görüşmemiz müthiş bir olaydı.” diyerek teşekkür ettiler. Bu da beni çok mutlu etti.
Evet dostlar ve okurlar, bu dünya bir şaka değil, bir yargılama yeri, daha iyi ve ebedi bir dünyaya doğru giden bir yolda bir ara istasyondur. Maksadımız, bu dünyayı bizimle birlikte yaşamakta olanlar ve bizden sonra gelecek olanlar için yaşanacak daha iyi ve daha neşeli bir yer yapmaktır.
Bahar gül’de, sevgi dil’de vefa dostta güzeldir. (Anonim)