İslam’ın; Müslümanlığın temeli, imanın aslı ve hakikatı kelime-i tevhid, kelime-i şehadettir. Yani: Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resülühü”dür ki, anlamı; her Müslümanın “inanırım, tasdik ederim ve şahitlik yaparım ki Hz. Allah cc. vardır, birdir, eşi ve benzeri, veziri, kiziri yoktur. Yaratan, yaşatan, doyuran, besleyen, öldürüp dirilten, iğneden ipliğe hesap sormak, herkesin amelinin karşyılığını ödül olarak cennet, ceza olarak cehennemi verecek olan, boynuzsuz koyunun boynuzlu koçtan hakkını almak için (hayvanların kendi aralarında hak almaları yoktur) bizleri mahşerde, arasatta toplayacak olan kainatın tek ve gerçek sahibi olan Hz. Allah’tır” demektir ve gereğini yapmaktır.

Ve yine; inanır, iman eder, şahitlik yapar, biliriz ve bildiririz ki, Hz. Muhammed SAV. ulu Allah’ın kulu ve onun son peygamberidir. Bizler de o yüce peygamberin ümmetiyiz. Müslümanız elhamdülillah” demektir.

Sözün özü; Lailahe illallah, Muhammedürresülullah, demektir. Buna İslam inancında kelime-i tevhid veya kelime-i şehadet demektir ki; bu mübarek kelimeyi dil ile ikrar söylemek, kalp ile tasdik de farzdır. Müslüman olmanın ana şartı budur ve bu imanla ölünceye kadar sabit olmak ve bu imanla ölmek bir mümin için olmazsa olmazdır. İmanı koruyan da ibadet ve amellerdir.

*

Kutsal kitabımızın birçok ayetlerinde bu husus önemle ve dikkatle anlatılmıştır. Bunlardan birisi şu ayettir: “Ey iman şerefine ermiş müminler! Allah saygısı, Allah sevgisi ile Allah’tan nasıl korkulması gerekiyorsa, Allah’tan öyle korkun. İnancınızı koruyun, müslümanlığın dışında bir ölümle sakın ölmeyin. Ancak müslüman olarak ölünüz. Sakın inancınızı yitirmeyiniz” (Ali İmran 101-102-103. Ayetler)

R.SAV. efendimiz de buyurur ki; “Kul Lailahe illallah, Muhamedürresulüllah. Yani, Allah’a ve Hz. Muhammed SAV.e inandım, iman ettim diyerek ölen bir mümin asla cehennemde kalmayacak ve mutlaka cennete girecektir.” (En sahih ve mütevatir hadisi şeriftir. Ayet manasıdır. İnkarı küfürdür)

Hz. Allah bir kudsi hadisi şerifte, Kelime-i tevhidin faziletini, yüceliğini, üstünlüğünü şöyle bildiriyor: “Ey Muhammed SAV. kullarıma şunu bildi; Eğer yedi kat gökler ve onu mamur eden güzellikler, yedi kat yer ve onu mamur edenler, yani ben azimüşşan, ulu Allah’tan başka, bütün mahlukat, mevcudat yani kainatı terazinin bir gözüne-kefesine koysalar, öbür kefesini de lailahe illallah, kelime-i tevhidini, kelime-i şehadetini koysalar, mutlak kelime-i tevhid ağır gelirdi. Çünkü bu mübarek kelimeden daha üstün bir söz yoktur.”

*

Bu uçsuz bucaksız kainatın yaratılmasının ana sebebi, ulu Allah’ın varlığının ve birliğinin bilinmesidir. Kelime-i tevhid de bunun söz ve kalple tasdiken söylenmesidir.

İnsan başta olmak üzere, kainatın yaratılması sonsuz nimetlerin insanın emrine verilmesinin ana sebebi Kelime-i tevhid inancının yüklenilmesi ve icaplarının yapılmasıdır. İbadettir, hak ve adalettir. Bütün imanımız, ibadetlerimiz, her türlü meşru söylem ve eylemlerimizin amacı Kelime-i tevhidin kalple korunması için R.SAV. Hiçbir ibadet hayır, hasenat, tüm iyiliklerin sevabı, tevhidin önüne geçemez. Kim ölürken bu mübarek kelime ile ahirete göçerse, mutlak cennete girer. Cemalüllahı görür” buyurmuştur. Başka bir kutsal sözlerinde ise; “Kim Allah’tan başka ilah olmadığına, kainatın yaratıcısı ve yaşatıcısının tek Allah olduğuna ve Hz. Muhammed SAV.in son peygamberi olduğuna inanırsa, şahitlik yaparsa Allah o mümin kuluna cehennemi haram kılar” buyurdular. (Buhari Müslim vs)

Yine R.SAV. “Bir mümin kul hastalıkta, sağlıkta, genişlikte, darlıkta, çoklukta, yoklukta, yan iher halde, Allahü tealanın devamlı yanında olduğuna inanır, iman ederse, o imanın en üstününe sahiptir.” (Buhari insan bölümü) Peygamberlerin en çok söyledikleri söz bu mübarek tevhittir. Yine R.SAV. buyurdular ki; “Kıyamette, mahşerde, arasatta, mizanda kişiyi mizanın başına getirirler, işlediği günahların kayıtları, sicilleri bulunan 99 tane amel sicil defterinin bir kefesine koyarlar, sonra o kişinin imanla kalbinde iman, dilinde tevhid olduğunu isbat eden belgeyi getirirler ve terazinin diğer gözüne kefesine koyarlar.

(Sürecek)