Dün gece ses sanatçısı İbrahim Şirin Türk Sanat Müziği Korosunun konserine gittim.

Türk Sinemasının sempatik sanatçısı Dursune Şirin’in oğlu olan İbrahim Şirin, uzun yıllar tiyatro sanatçılığı ve TRT İstanbul radyosunda ses sanatçılığı yaptı. Halen Şişli ve Kadıköy Belediyelerine bağlı 2 ayrı TSM korosunun şefliğini yapmaktadır.

Konseri davudi sesli sevgili dostum Ercan Dirikan sundu. Koro Muhayyer Kürdi makamında 6 şarkı söyledikten sonra solistler çeşitli makamlarda 17 şarkıyla müzikseverleri coşturdular. Şef İbrahim Şirin Grup Ahenk eşliğinde muhteşem  sesiyle okuduğu 4 şarkıyla ayakta alkışlandı.

Benim “Şiir ve Müzik” programlarımda solistlik yapan sevgili dostum KBB doktoru Ahmet Ayyürek, Avni Anıl’ın “Rüya gibi uçan yıllar” adlı Hicaz şarkısıyla büyük alkış aldı. Solist Mehtap Aslan’ın okuduğu “Hüzün zaman zaman deli dalgalarla gelir gönlümün kıyısına vurur “ adlı şarkı müzikseverlerin gönül tellerini titretti.

Geçen ay Türkiye’nin yetiştirmiş olduğu meşhur Tanbur üstadlarına ait 3 kitabı okudum ve çok beğendim. İlgilenirsiniz düşüncesiyle sizlerle paylaşmak istedim.

DEHANIN SESİ / LÜTFİYE AYDIN-TANBURİ CEMİL BEY’İN ROMANI

Büyük Tanbur üstadı Cemil Bey’in ölümünün 100. Yılında Lütfiye Aydın’ın kaleme aldığı “Dehanın Sesi” klasik Türk musikisinin ve aynı zamanda Cumhuriyet öncesi son kuşağın da romanıdır. Bir çok belgesele imza atmış olan Lütfiye Aydın, incelikli bir anlatımla aktardığı Tanburi Cemil Bey’in yaşamında, Tevfik Fikret, Leyla Saz, şair Nigar gibi dönemin önemli isimlerine de yer veriyor. Yazar, ayrıca Cumhuriyet döneminin ilk yılları ile 1930’ların sanat dünyasından kesitlerle Cemil Bey’in oğlu Mesut Cemil Tel’in Nazım Hikmet’le dostluğunu da öyküleştirmiş.

BİR TATLI HUZUR / MÜNİR NURETTİN SELÇUK’UN YAŞAM ÖYKÜSÜ

AYŞE KULİN / EVEREST KİTAP.

Şiirde İstanbul’u bize Nedim, Yahya Kemal ve Orhan Veli anlatmıştı.

Müzikte ise Münir Nurettin. Orhan Veli’nin İstanbul’u, Münir’in İstanbul’undan çok farklı idi. Kapalıçarşının baş döndüren hareketi! Bir yaz öğlesinde doklardan yükselen çekiç sesleri! Köprü üstü! Galata’ daki çıplak kolları dövmeli, vesikalı yar!

Münir Nurettin’in İstanbul’u ise aksine huzur ve sukûnet dolu. Kalamış ve eski Kadıköy geceleri Münir Nurettin’in ölümsüz şarkılarıyla şenleniyordu. 

Türk müziğine frak giydiren bir solist, müziğiyle İstanbul’u coşturan bir besteci Münir Nurettin. Biyoğrafi edebiyatının günümüzdeki en önemli temsilcisi Ayşe Kulin, resimlerle süslediği “Bir Tatlı Huzur” kitabında Münir Nurettin Selçuk üstadı adeta yeniden yaşatıyor.

FAHRETTİN ÇİMENLİ  / TANBUR İLE BİR ÖMÜR / OSMAN NURİ ÖZPEKEL

İstanbul Üniversite korosunda arkadaşım olan Fahrettin Çimenli diyor ki;

Yetmiş seneyi geçen müzik hayatım boyunca yaşadıklarım, hatırladıklarım, arkadaşlarım, hocalarım, öğrencilerim, konserlerim ve taksimlerim sesli kayıtlar olmasa benimle beraber göçüp gidecekti.

Bu kitabın elinizde olmasını sağlayan Ali Aksoy’a, editörlüğünü yapan Osman Nuri Özpekel’e, konuşma metinlerini yazan Aybike Kalegil İpkıran’a, CD’leri hazırlayan Özata Ayan ve Volkan Yılmaz’a, fotoğraf arşivi için Hakan Benek’e, yaşamım ve sanatım hakkında görüşlerini bildiren sevgili dostlarıma teşekkür ederim.

“Musiki denilen nutku ilâhi / Engin bir denizdir namütenâhi” diyerek musikinin felsefesini yapan Yahya Kemal Beyatlı üstadım bu fani hayatı şöyle özetlemiş.

Her rind bu bezmin nedir encamı bilir,

Dünyamızı nagâh zalam örtebilir 

Bir bitmeyecek şevk verirken beste, 
bir tel kopar ahenk ebediyyen kesilir… (Yahya Kemal Beyatlı)

(Rind=Ermiş, Encam=akıbet, Nagâh= Her an, Zalâm=Zulüm, karanlık)