Dün, 740’ncı ölüm yıldönümünde semayla andığımız yüce Mevlana diyor ki ;
İki âlem vardır: İlki varlık âlemi, ikincisi mâna âlemi. Varlık âlemi gündüz gibidir, olan biteni açıkça görürsün, kendini kolayca ele verir.
Mâna âlemi ise gece gibidir, onu bulmak için gönül ışığını yakman gerekir.

Dünyada her şeyle beraber sen de dönüyorsun,
Kâinat semâ için yaratılmış bilmiyorsun,
Öyle bir sonsuz uyum var ki ilâhi düzende,
Gönül gözün kapalı o yüzden görmüyorsun…(Mehmet Özata)

Öyle bir açmaza düştü ki Vatan,
Uyku belli değil, düş belli değil,
Çöktü üstümüze bir kara duman,
Işık belli değil, loş belli değil…(Ümit Yaşar Oğuzcan)

Karşıki dağlar da karlı dağ olsa,
Çevre yanı mor sümbüllü bağ olsa,
Ağa olsa, paşa olsa, beğ olsa,
Yakasız gömleğe sarılır bir gün…(Karacaoğlan)

Bizleri yarattın anladık seni,
Yerlerde göklerde aradık seni,
“Allah’ın evi gönüldür” dediler,
Gönüller yaparak yaşadık seni…(Mehmet Özata)

Bilmem ki, kime yahut neye uyduk gittik,
Gâhi meye, gâhi Ney’e uyduk gittik,
Erbab-ı zekâ riyayı mezhep bildi,
Bizler deli divâneye uyduk gittik…(Yahya Kemal Beyatlı)

Derdime vâkıf değil cânân beni handân bilir. (Handan=mutlu)
Hakkı vardır şâd olanlar herkesi şâdân bilir. (Şâd=neşeli)
Söylesem te'siri yok, sussam gönül râzı değil,
Çektiğim âlâmı bir ben, bir de Allah'ım bilir. (Âlâm=elemler) (Fuzuli)

Ezelden gelir, ebede giderim,
Bir garip yolcuyum, kime ne derim?
Zaman ötesine geçer dururum,
Aklımı başımda zor zaptederim…(Mehmet Özata)
Sonu belli olmayan bir yoldur hayat. Önüne ne zaman, neyin çıkacağını bilemezsin. Bazen bir şeyler alır götürür senden, tutamazsın… Bazen de hayatın getirdiklerinden kaçmak istersin ama, kaçamazsın…
Böyledir hayat, bir türlü anlayamazsın…
Ve bir gerçek vardır. “Acıyı tatmadan, mutluluğu tadamazsın…(MevlanA)
18 ARALIK 2013