Gençliğimde Belçika’lı  sanatçı Adamo’nun bu şarkısını çok severdim.

Nihayet, yıllar sonra İstanbul da kara teslim oldu. Bütün Türkiye’nin tabiata karşı beyaz bayrak çekmesi habercileri kesmiyor. İstanbul’a kar yağdı mı, kıyamet kopuyor. Kötü adam kötülüğünü hep yapıyor, bırakın kış ta kışlığını yapsın.

Allah karda, kışta aç ve açık kalan insanlara yardım etsin.

İnsanlar da dağlarda, sokaklarda aç kalan hayvanlara yardım etsin.

Ben tabiatın her halini severim. Çocukluğumu Osmancık, Kargı ve Gümüşhacıköy dağlarında avlanarak geçirdiğim için soğuğa ve kışa karşı şerbetliyim.

Rahmetli babam Mustafa Kemal Özata beni 1959 kışında Çorum’da Lise pansiyonuna yerleştirirken, “aman oğlum çok dikkat et, soğuğa karşı yiğitlik olmaz” dediği için, soğuğa karşı yiğitlik yapmayarak bugünlere geldim.

Geçen Pazar kar, kış, kıyamet demeden TRT sanatçısı Adnan Mungan’ın şefliğini yaptığı “Dostlar Musiki Topluluğunun” Yeditepe Üniversitesindeki Lem’i Atlı’yı anma konserine gittim.

Lem’i Atlı, (1869-1945) doğumundan bir hafta sonra annesini, iki yaşında da babasını kaybeden ve ablası tarafından büyütülen bahtsız bir müzisyendir. Başından dört evlilik geçmiş ve hiç çocuğu olmamış. Çerkez kökenli olan Lem’i Atlı’nın hazin ve acılı hayatı bestelediği üç yüze yakın şarkısına yansımış. Demek ki, seçilmiş güzel insanlar acıyla yoğruldukça hidayete ererek ölümsüz eserler yaratıyorlar.

Hidayet Arapça bir kelime olup, hak yolunda doğru yola girme demektir.

“Aşk beni arif etti, / İnceltti zârif etti, / Ben aşkı bilmezdim,/ Aşk beni tarif etti” diyen Mevlana da, “ben Allah’ın Ney’iyim, o üflüyor ben feryâd ediyorum” diyerek, hidayete erenlerdendir.

Enes Ergür’ün sunduğu konserde, koro ve solistler, Lem’i Atlı’nın Hicazkâr, Hicaz, Hüseyni, Eviç, Muhayyer, Uşşak, Rast, Nihavent ve Kürdilihicazkâr makamlarında 25 şarkısını seslendirerek müzikseverlere unutulmaz bir gece yaşattılar.

Lem’i Atlı’nın sözleri Bedri Ziya Aktuna’ya ait şu Hicaz şarkısını çok beğendim.

Severim her güzeli senden eserdir diyerek,

Koklarım goncaları sen gibi terdir diyerek, (Ter:Taze)

Çekerim sineye her cevri kaderdir diyerek, (Cevr: eziyet)

Yanarım ömrüme vallahi hederdir diyerek… 

Lem’i Atlı’nın sözleri Kâzım Ömer beye ait şu Uşşak şarkısı beni halden hâle sokar.

Günler geçiyor gönlümün ezvâkı tükendi, (Ezvâk= zevkler)

Sustum da hazin ruhumun feryadı tükendi.

Bilmem ki gönül sen ne idin, sende ne vardı?

Ömrüm bitiyor aşkımın ilhâmı tükendi…

 

Geçen Hafta Osmancık Haber gazetesinde, bel ağrısı çekenler için iki hareket önerdim. Bazı okurlardan,“Allah razı olsun hocam, sayende bel ağrısından kurtulduk”  telefonları aldığım için aynı hareketleri sizlerle paylaşmak istiyorum.

Apartman komşum Bilsay Kadıoğlu, yazlığında bir Alamancıdan bel ağrısını geçiren bir kaç hareket öğrenmiş. Parkta o hareketleri birkaç arkadaş beraber yapınca, bel ağrılarımızdan eser kalmadı.

Birinci harekette, ayaklar birleşik, derin nefes alarak karnımızı içeri çekip, kollarımızı paralel bir şekilde yavaş yavaş yukarı kaldırıp nefesimizi tutabildiğimiz kadar böyle bekliyor, sonra kolları yanlara sarkıtıyoruz. Aynı hareketi on defa tekrarlıyoruz.

Bu hareketi yaparken sırt ve bel kaslarımızın gerildiğini ve acıdığını hissediyoruz.

İkinci herekette, sol ayağımızı içerden yukarı doğru kaldırarak ayak içine sağ elimizi, sağ ayağımızı kaldırarak ayak içine sol elimizi değdiriyoruz. Bu hareketi de 15-20 defa yapıyoruz. Denemenizi tavsiye ederim.   1/2/2012