Son yıllarda sıkça yazdım, Çorum’un 7 günlük yerel gazeteyi taşıyamadığını…28 Nisan 2015 günlü ÇORUM HABER’de “Çorum’da yapıcı ve olumlu yerel gazetecilik can çekişiyor…Son pişmanlık fayda etmez!” sürmanşetiyle, Çorum’un, şantaj gazeteciliğine, asparagasa ve seviyesizliğe mahkûm olması tehlikesine dikkat çektim.
"Nüfusa kayıtlı olduğu yer hanesinde ‘Yeniyol Mahallesi’ yazan bu kentin bir evlâdı olarak, 45 yıllık gazetecilik deneyim ve birikimime de dayanarak, vakit çok geç olmadan, herkesi, ama herkesi uyarmak istiyorum” dedim. Kent Notları köşemde “Bu böyle gitmez!” başlığıyla düşüncelerimi ayrıntılı olarak yazdım.
2 Ekim 2015 tarihinde, bu kez “Çorum’da, ciddi, sorumlu ve yapıcı yerel gazetecilik sürdürülebilir olmaktan çıktı” başlığı altında, 28 Nisan tarihli yazımı bir kez daha hatırlattım. Aynı şeyleri yeniden ifade etmeye çalışmaktansa, bu yazıyı üçüncü kez okurlarımın bilgisine sunmayı, bugünü anlatmak bakımından gerekli görüyorum.
Öncelikle şunu belirtmeliyim; bazı gazetelerin devreden çıkarılması suretiyle kalanlara yaşama şansı tanınması fikri, iki büyük gazeteden çıkmadı. Gerçekçi bir öneri ve dahası “kaçınılmaz zorunluluk” olarak önümüze getirildi. Ve şuna inanınız; uzun görüşmelerin sonunda, Çorum’da yazılı basının kurtuluşuna imza atıldı. Yine inanınız ki, kapananlar için de kalanlar için de büyük bir özveridir bu.
Sel önünden kütük kapmak isteyenler çıkabilir, siz işin o tarafına bakmayın ve spekülasyonlara kulak asmayın. Asıl, “İstikrarlı, sürdürülebilir bir yerel basın mı istersiniz, yoksa bir takım ihtirasların, yazılı basının yaşam alanını yeniden daraltmasını mı tercih edersiniz?” sorusuna yanıt bulmaya çalışın. Ve lütfen, Çorum’da yerel gazetecilik çıtasının çok daha yükseleceğinden ve her şeyin daha güzel olacağından hiç kuşku duymayın.


BU YENİ DURUMU İSTİSMAR ETMEYE KALKIŞANLAR ÇIKABİLİR, İNANMAYIN!
Çorum’da yayınlanan 4 yerel gazete, geçen hafta içinde “resmi ilan” haklarından feragat ettiklerini Basın İlan Kurumu’na yazılı olarak bildirmişlerdi. Dün itibariyle de yayın hayatlarını sonlandırdılar.
Tabii Çorum’un sosyal ve kültürel yaşamında önemli bir olay bu.
Nalına vuran da çıkacak, mıhına vuran da…
Çok seslilikten dem vuran da olacak, basın çalışanlarının işsiz kalışını (samimi ya da sözde) dert edinen de…
Öncelikle belirtmeliyim ki, işini kaybeden gazetecilerden birinin hesaplamasına göre, gerçek anlamda işsiz kalan gazeteci sayısı sadece 9 (yazıyla dokuz)…Bunların bir kısmı da zaten, zaman içinde, kalan gazetelerde kendilerine yer bulabileceklerdir.
Kendim de, yaşamım boyunca gerçek bir “basın emekçisi” olageldim.
Daima emekçinin hakkını savunurum, ama sözde emekçilerin iş davalarındaki istismarlarına da dürüstçe karşı dururum.
İşsiz kalacak gazetecilerin özlük haklarını alabilmeleri için de, hep birlikte azami duyarlılığı gösterdik.
*
Çok seslilik konusunu, burada üçüncü kez vereceğim 28 Nisan’daki yazımda irdelemeye çalışmıştım.
Özetlemek gerekirse, çok seslilikten ziyade “imla yanlışına kadar” aynı haberlerin, yazıların birkaç gazetede birden yayınlanması söz konusuydu.
Asıl çok seslilik şimdiden sonra olacak.
Yayınını sürdüren gazeteler, daha nitelikli eleman çalıştıracaklar, çalışanlarına daha iyi olanaklar sunabilecekler, teknolojik bakımdan atılım yapabilecekler…
Çıtayı yükseltecekler.
Bundan Çorum kazanacak.
Kurucusu ve yöneticisi olduğum gazeteyi örnek gösterecek olursam;
ÇORUM HABER’in şaşmaz çizgisi “cumhuriyet değerleri” oldu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü, yayın politikasının temeline oturttu.
Çıktığı günden beri “Çorum’u sevenlerin gazetesi” sloganıyla “Çorum milliyetçiliği”nin bayraktarlığını yaptı.
Habercilikte “objektif” olmayı esas aldı.
Cumhuriyet değerleri ile çelişmemek koşuluyla, ulusalcı, milliyetçi, liberal, samimi dindar, sağcı, sosyal demokrat, solcu her görüşe sayfalarını açtı.
Açmaya da devam edecek.
Yani demem o ki, “çok seslilik” daha da güçlü olarak yaşatılacak, yüceltilecek.
*
Beni tanıyan ya da yakından izleyen hemşehrilerim bilirler ki, 45 yıldır aynı yerde duruyorum.
Kişiliğimi belirleyen unsurlar, başta insan sevgisidir; barış ve demokrasi tutkusudur.
Atatürk çizgisinden milim sapmadım.
Siyasi çizgimde hiç kırıklık olmadı.
Yalpalamadım.
Çorum ve Çorumlu sevgim ise, yıldan yıla azalmadı, katlanarak büyüdü.
Ömrüm oldukça, Çorum için, samimiyetle, iyi niyetle ve yapıcı biçimde çaba harcamaya devam edeceğim.
Aynı samimiyetle diyorum ki, bu yeni durumu istismar etmeye kalkışanlar çıkarsa, lütfen inanmayın, itibar etmeyin, prim vermeyin.
Her şey daha güzel olacak, buna inanın.