Akrabalık ilişkileri dışında kimse kimseye hediye vermez ve kimseden de hediye kabul edilmez. İşgal ettiğiniz makamda hediye alırsanız, herkese eşit davranma hürriyetini kaybedersiniz. Olay bu kadar basit…
Bizler ailemizde, sokakta, okulda böyle gördük, böyle yetiştik.
Mal Hırsı, para hırsı, ihtiras (aşırı istek, tutku) boyutuna ulaşırsa insanı rezil eder.
Onurlu, erdemli yaşamak varken, başı eğik yaşamak en büyük utançtır.
Çocukluğumuzda seyrettiğimiz, “Bir Millet Uyanıyor” filmi çok hoşumuza gitmişti.
Öyle anlaşılıyor ki, bu millet bir türlü uyanamadığı için şimdi utanma dönemine girdi.
Bundan altı asır önce Yunus Emre ne güzel söylemiş.
Emeksiz zengin olanın,
Kitapsız bilgin olanın,
Sermayesi din olanın,
Rehberi şeytan olmuştur… (Yunus Emre)
4 Ocak 2014 Cumartesi günü benim İstanbul’daki oyun alanım, İstanbul Kadıköy Selamiçeşme Özgürlük parkında 1963 Çorum Lisesi mezunu arkadaşlarımdan iş adamı Metin Muci, emekli Savcı Hüseyin (Talaş) Eyüpoğlu, emekli Banka Müdürü Tuncay Erzurumlu ve emekli Netaş Müdürü Abdullah Bükülmez’le toplandık.
Meşhur Alman filozofu Goethe;
“Kardeşlerimi Allah yarattı, ama dostlarımı ben buldum” der.
Ben de aynı düşünceyle dostlarıma ve dostluğa çok önem veririm.
Her on beş günde bir İstanbul’da yaşayan Osmancık’lı çocukluk arkadaşlarımı, dostlarımı ve ağabeylerimi Özgürlük parkında toplar, muhabbet ederiz.
“İnsan, insanın zehirini alır.” misali, güzel bir ortamda dostlarla sohbet etmek, acılarımızı, sevinçlerimizi, sevgimizi, saygımızı ve hayatı paylaşmak bana olağanüstü bir yaşam enerjisi veriyor.
Toplantıda, Çorum’dan Avukat Adnan Çırakoğlu’nu, Ankara’dan Avukat Arif Damar’ı, Eskişehir’den Savcı Tuğdur Yazgan’ı ( maalesef rahatsız) Ankara’dan eski Milletvekili Barış Can’ı, Osmancık’tan emekli öğretmen Yücel Boyacı’yı, Osmancık’tan Avukat Orhan Öztürk’ü, Alaca’dan eski Yargıtay üyesi İsmail Seçer’i, Ankara’dan eski Yargıtay üyesi Mahir Ersin Germeç’i, İskilip’ten emekli öğretmen İsmet Kasımcan’ı, Çorum’dan emekli Resim öğretmeni Müjgan Serim Çırpı’yı telefonla arayarak arkadaşlarımla teker teker görüştürdüm. Bengü Can hocamıza ulaşamadık.
İstanbul Bostancı’da yaşayan Haldun Karaoğlu da gelecekti ama gelemedi.
Arkadaşlarım, 25 Mayıs 2013 Cumartesi günü Çorum lisesinde yapılan 50. Mezuniyet töreni nedeniyle bana bir kez daha teşekkür ettiler.
Çorum lisesinden 1963 yılında mezun olan arkadaşlarımın, tam elli yıl sonra birbirlerini sağlıklı ve mutlu bir şekilde görmelerine vesile olmam arkadaşlarımı ve beni çok duygulandırmıştı.
Şair Murathan Mungan, şu güzel sözleri, sanki, 50 yıl birbirlerini görmeyen Çorum Lisesi 1963 yılı mezunu arkadaşlarım için söylemiş.
Bilmem ki karşılaşsak bile hatırlayabilir miyiz birbirimizi yeniden?
İkimiz de artık bir başkasıyken...
Dostlarım için yazdığım bir dörtlüğün şimdi tam zamanıdır.
Öyle dostlarım var ki, yanlarında lâl olurum, (Lâl=dilsiz)
Onlar konuşur ben diler, arzuhal olurum,
Varlık yokluk âleminde sema yaparak,
Cehalet bağından çıkar, bahtiyar olurum…(Mehmet Özata)