Organize suç örgütü lideri olarak tanımlanan Sedat Peker, bir dönem ortağı olduğu, adına destek mitingleri yaptığı, mevcut iktidarın gözdesiydi. Şimdi son üç aydır nerdeyse hergün, ağzımızı açık bırakacak bir konuyu açığa çıkarıyor. 
Neler söylemiyor ki, tonlarca kokain kaçakçılığından, kara para aklamalara, onun bunun malına çökmelere, 15 Temmuz sonrası taraftarlara dağıtılan binlerce kayıp silahlara kadar. Aklınıza gelecek kötü diyebileceğiniz herşey var, iddiaları arasında, pezevenklik dahil. 
Hiç kuşku yok ki savcıların olaya el atması ile doğrulanması gereken konular. Şimdilik konuyla ilgili, hiçbir soruşturma yapılmayacak gibi gözüküyor. Fakat iddialar o kadar büyük ki halının altına süpürülecek türden değil.
Sedat Peker yer ve zaman veriyor. İsim veriyor, araba plakası veriyor, belgeler ortaya koyuyor. Bugüne kadar yalanlanan bir konu yok. Aksine bazıları doğrulandı. Sayın Cemil Çiçek’in “Anlatılanların binde biri doğru olsa korkunç” dediğinden fazlası doğrulandı. Fakat her nedense “Tayyip abimle helalleşeceğiz” dedikten sonra video çekimleri durdu, twit atarak açıklamalarına devam ediyor.
Biz bunları ağzımız açık hayretle izlerken arkasından orman yangınları geldi. Ülkemizin dört bir yanında en gözde ormanlarımızla birlikte bizlerde yandık. Can kayıplarımız oldu. Ormanların sahibi can dostlarımız yandı. Bitki örtülerimiz yandı. Yanacak bir şey kalmadığı için yangınlar söndü. İktidarın zamanında önlem almamasının sonucu, içimiz yanarak, kahrolarak sadece izleyebildik.
Peşinden Karadeniz Bölgemiz’de sellerin alıp götürdüğü canları, evleri, arabaları gözlerimiz yaşararak, acı içinde yine çaresizce izlemek düştü bizlere. Ortada yine öngörüsüzlük, önlemsizlik, bilimi hiçe sayma gibi yapılmaması gereken hatalar vardı. Kuşkusuz hataların tüm sorumlusu 20 yıldır ülkeyi yönetenlerdir.
Gerek salgın dönemi, gerekse yangın ve sel olaylarında iktidar iki şeyi eksiksiz yaptı hakkını yemeyelim. Birincisi unutun geçmişi işte size keyif çayı deyip yüzümüze çay paketlerini cömertce fırlattı. İkincisi ise İBAN vermeyi ihmal etmedi. Oysa önce verdiğimiz vergiler, deprem paraları, yardımlar, hatta hazinedeki yedek akçe (kefen parası) nereye gitti filan diye sormuyorum. Hatta 128 Milyar doları da sormuyorum. Sorunca hem kızıyorlar, hem de zaten duymazcalıktan geliyorlar. Ya da “sorumlusunun CE HA PE zihniyeti” olacağını bildiğim için sormuyorum.(!)
Salgın oluyor iktidar 5 maskeyi dağıtmaktan aciz. Dünyanın ileri devletleri tüm halkını aşıladı, aşıyı bitirdi, biz daha % 50 insanımızı tam olarak aşılayamadık. Kayıplar yine yükselmeye başladı ve bugünkü kaybımız resmi rakamlara göre 230 kişi. Bunun en az üç katı olduğunu konunun uzmanları açıklıyor. Salgında toplum kaderine terkedilmiş.
Yangınlarda bir tek ‘yerli ve milli uçağımız’ yok. Olan 19 uçak da bakımsızlıktan hurdaya çıkarılmış. 
Ranta dayalı, plansız programsız yapılaşma ve imar işleri yüzünden, seller önüne gelen varlığımızı silip süpürüp götürüyor. Sellere karşı iktidar şu önlemi almıştı kayıplarımız aza indi diyemiyoruz. Aksine var olanı da bozmuşlar.
Organize suç örgütü liderinin açıklamaları yenir yutulur cinsten değil. Toplumun kafasında soru çengelinde asılı duruyor.
Mevcut iktidar; Yangına çare değil, sele çare değil, depreme karşı alınan önlemler yetersiz, doğal olaylar karşısında halk çaresiz ve bitkin, ülkenin yönetilemediği açık. Ortada kuru gürültü. Herşeyi muhalefetin üstüne atan bir laf cambazlığı, fakat “lafla peynir gemisi yürümüyor”
Şimdi birde göç sorunu ve Taliban seviciliği çıktı. Ortada iyi denecek hiç bir şey yok. Peki, bu ülke sahipsiz mi? Bu halkı beklenmedik olaylar karşısında kim koruyacak?