Gül Gençlik, Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneği (GÜL-DER) Başkanı Necat Yazıcı, bireysel ve toplumsal problemlerin insanlığı tehdit ettiğini belirterek Ramazan ayının dertlere çare üretmek için önemli bir fırsat olduğunu söyledi.
Tüm bireyleri sorumluluk bilinci ile harekete geçmeye davet ederek Ramazan ayında kuşanılması gereken şeyin ‘sorumluluk ahlakı’ olduğunu vurgulayan GÜL-DER Başkanı Yazıcı, bu dönemde düşünmek, tefekkür etmek ve sorgulamanın önemine dikkat çekti.
Ramazan ayı nedeniyle bir mesaj yayınlayarak gündelik siyasetin lafazanlığını yapmak yerine iktisattan eğitime, ahlaktan bilime, siyasetten kültüre pek çok konuda yapısal sorunların tespit edilerek çözüme hedeflenilmesi gerektiğini bildiren Necat Yazıcı, Ramazan ve orucun günahlar ile hatalarla yüzleşme zamanı olduğunu da hatırlattı.
GÜL-DER Başkanı Necat Yazıcı mesajında şu görüşlere yer verdi: “Tarihin kırılma anları vardır; bu kırılma anlarında gidişatı doğru okuyanlar bir sonraki süreci şekillendirme gücüne erişecekler, kırılma anına bigane yahut seyirci kalanlar da tarihin bilinmezleri, unutulmuşları arasına atılacaklardır. Bu kadim milletin/coğrafyanın bir evladı olarak her birimize ciddi ödevler düşüyor. Yeryüzünün büyük bir laboratuvara çevrildiği ve her birimizin iradesiz bir denek haline dönüştürüldüğü bu süreçte, gecikmeye mahal vermeksizin yapısal sorunlarımızı tespit etmeli ve gündelik siyasetin lafazanlığını yapmak yerine bu sorunların nasıl çözüleceği üzerinde düşünmeliyiz. İktisattan eğitime, ahlaktan bilime, siyasetten kültüre pek çok konuda yapısal sorun analizi yapmak; neyin neden aksadığına dair doğru, sağlıklı, derinlikli yaklaşımlar ortaya koymak zorundayız.
Bir milletin/toplumun/kültürün en gerçekçi sermayesi nitelikli insan gücüdür. Buna yatırım yapmayan milletler için yeryüzü sofrasında garsonluktan başka mevkii öngörülmemektedir. Yaşadığımız problemlerin ne ahlaken, ne siyaseten ne de başka yönlerden sorumlusu gençlerimiz değildir. Bir sorun varsa bu bir “yetişkin” sorunudur. Yetişkinler kendilerine bir çeki düzen vermelidirler. Hepimiz gerçekten evimizin önünü, kalbimizin çeperlerini, zihnimizin damarlarını, yüreğimizin kirlerini temizlemeliyiz. Başkasının günahından erdem devşirmeye çalışmak bir maharet değildir. 
Pandemik süreçte uç veren gayri insani ve gayri ahlaki dijital geleceğin yıkıcı etkilerinden korunmak için çareler üretmekte geç kalmaktan korkmalıyız. Bizi güçlü ve anlamlı kılan ve inançlarımızdan beslenen kadim değerlerimizi hayatın her alanında işler kılmak, küresel dayatmalara karşı en önemli savunma aracımız olmalı. Uyanmazsak, hepimiz sermayenin / bir müşterisi olmaktan öte bir değer taşımayacağız. Korku, kriz ve sürekli kaos atmosferinden beslenenlerin yol açacağı yıkımdan ise ancak bilginin ışığıyla, erdemin rehberliğiyle, sanat ve estetiğin inceliğiyle kurtulabiliriz. Bizi insan kılan temel özelliklerimizi unutursak insanlığımız bir daha geri gelmeyebilir”
 (Aliye ÖNCEL)
 

Editör: TE Bilisim