Bilindiği gibi, 2000 yılından sonra doğanlar “Z Kuşağı” diye niteleniyor. Ama, kesin bir tarihle sınırlamak elbette mümkün değil. 2000’den birkaç yıl önce doğmuş olanları da bu kuşakta değerlendirmek mümkün.
Her ne kadar Z kuşağının geleneksel yaşam biçimine de, yerleşik değerlere de ters bir anlayış sergilediği düşünülse de, bizim Çorum’da konuştuğumuz gençler, zannedildiği gibi “ayakları yere basmayan”, “uçuk” gençler değil. Tersine, hayatın ağır yükünü şimdiden hisseden, gelecek kaygısına kapılmış “bu ülkenin yarınları”…
Tek tek söylediklerini aktardığımızda, nasıl mutsuzluk girdabına kapıldıklarını, hele de geleceğe ilişkin umutlarının nasıl örselenmiş olduğunu sizler de göreceksiniz. Ve çoğunun tek hayalinin “yurt dışına çıkabilmek” olduğunu okuduğunuzda, mutlaka üzüleceksiniz. 

‘BİR EV BİR ARABA ALMAK İÇİN ÖMÜR BOYU ÇALIŞMAK ZORUNDAYIZ’
“Türkiye’de gelecek hayal edemiyorum” diyen Alperen Üzel, “İşsizlik ve alım gücünün yetersizliği dolayısıyla ülkem bana umut vermiyor. Üniversitelerden çıkan her genç iş bulamıyor şu anda. Ben de üniversiteden mezun oldum bu yıl ama kendi alanımda iş bulmak yerine kuryelik yapmaya çalışıyorum. Çünkü zaten benim gibi turizmden mezun olan çok fazla insan var. Neden yurt dışına gitmek istiyoruz çünkü biz bir ev bir araba sahibi olmak için burada ömür boyu çalışmak zorundayız. Orada istediğimiz arabayı alabiliriz, belki zevkimiz olan PS 5, PS 4’leri kısa sürede alabiliriz ancak burada ev, araba almayı geç bir kafeye oturduğumda yemek yiyip yanına bir de çay içtiğimde 50 TL para tutuyor. Benim cebimde 50 TL para yok ama” şeklinde konuştu. 

‘ÖĞRETMENLERİN ATANDIĞI BİR ÜLKE HAYALİ KURUYORUM’
Matematik öğretmenliği okuyan Selda Demirci, Türkiye’de çocukların çocuklukta da güzel şeyler yaşama imkanı bulamadığını belirterek, “Genç olduk yine bir şey değişmedi. Geleceğimiz az uz belli alıştık bu hayata. Çok büyük şeyler istemiyoruz. Çok çalışıyoruz ama gelecek yok. Öğretmenlerin atandığı bir ülke hayali kuruyorum” dedi.
Çorum’a yurt dışından geldiğini söyleyen 21 yaşındaki Zehra Gül Gündoğdu, Türkiye’de gelecek hedefi olduğunu ancak sonunun ne olacağını bilmediğini belirtti.

‘TÜRKİYE’DE DOKTOR, MÜHENDİS DEĞİLSEN DEĞERİN YOK’
Lise son sınıf öğrencisi Mustafa Burak Uysal, ülkedeki ekonomik sıkıntılardan dolayı yurtdışında okumak istediğini söyledi. Uysal, “Yurtdışında insanlar değer görüyor. Oraya gittiğinde değer görmen için insan olman yeterli. Ama Türkiye’de günümüzde doktor olmadan mühendis olmadan, o olmadan bu olmadan yani en üst sıralamaya girmeden değer görmüyorsun. Gençler bu ülkede bunalmış hissediyor. Gençler karanlık hissediyor” diye konuştu. 

‘VATANIMIZ İÇİN DAHA ÇOK ÇALIŞMALIYIZ’
Diş hekimi olmayı hedeflediğini kaydeden lise son sınıf öğrencisi Alihan Yıldız, “Yaşıtlarım zor bir eğitim sistemi olduğu için yurt dışına çıkma hayali kuruyor ancak şu an benim vatanım için elimden gelen şey daha çok ders çalışmak. Ben çok çalışırsam belki benden sonra gelecek nesil daha iyi daha rahat nefes alacak. Ben daha çok ders çalışmalıyım ki vatanım daha iyi bir refah seviyesine gelsin. Ben burada kalıp daha çok çalışacağım” ifadelerini kullandı. 

‘ÜLKEDE ADALET YOK’
17 yaşındaki lise öğrencisi Abdülsamet Bolat, hayalinin hukuk okumak olduğunu belirterek, “Türkiye’de en büyük sorun adalet. Ülkede adalet olduğunu düşünmüyorum. Hukuk okumak istememin en büyük nedeni de bu. Umarım başarır ve iyi bir hukukçu olurum” dedi.

15 yaşındaki Ezel Yaşar, en büyük hayalinin yurt dışında eğitim görmek olduğunu ifade ederek, “Ekonomileri bizim ülkemizden daha iyi. Eğitimi ve sağladığı şartlar bizim ülkemize göre daha iyi. Ülkemizde iş imkanı kısıtlı o yüzden yurt dışında okumak istiyorum” şeklinde konuştu. 

‘GELECEĞİMİZ DEDİKLERİ GENÇLERİ ÖNEMSEMİYORLAR’
Lise 2. sınıf öğrencisi İlker Tekin, “Türkiye’de geleceğe dair çok fazla hayal kuramıyorum. Yurtdışı hayali kuruyorum ancak bu şartlarda çok zor. Orada yaşam daha kolay. Halkına daha iyi imkanlar sağlıyor. Çoğu Avrupa ülkesinde eğitim olanakları daha iyi. Türkiye’de öğrenciye önem verilmiyor. Eğitim önemsenmiyor. Devleti yönetenlerin geleceğimiz dediği gençleri önemsememesi çok mantıksız geliyor bana. Oysa biz gençlerin üzerine daha çok düşülmeli” dedi.

‘ÜNİVERSİTE HAYALİ KURAMIYORUM’
Türkiye’de üniversite okuyan gençlerin işsiz kaldığını belirten 17 yaşındaki Altan Uzunbacak şunları söyledi: “Türkiye’de üniversite hayali kuramıyorum. Okusak bile imkanlar sınırlı. O yüzden ben ticaret yapmak istiyorum.”

16 yaşındaki Rana Berra Kara, “En büyük hayalim yurtdışında üniversite okumak. Orada daha iyi imkanlar ve ortamlar var. Türkiye’de ekonomik koşullar çok ağır” diye konuştu. 

26-27 Haziran tarihlerinde YKS’ye girmeye hazırlanan lise son sınıf öğrencisi Abdülkadir Öztuna, “Üniversite sınavına gireceğim ama bir beklentim yok, sınava giren öğrenci sayısı çok yüksek, neredeyse 2 yıldır pandemi koşullarındayız. Ama benim yurt dışına gidiyim diye bi hayalim yok. Ülkenin durumu ortada. Enflasyon çok yüksek, alım gücü düşük. Ben sadece ekonominin iyi olduğu bir ülke hayal ediyorum” ifadesini kullandı.  

‘TEK HAYALİM İŞ BULABİLMEK’
Çevresindekilerin çok umutsuz olduğunu ancak kendisinin gelecekten umutlu olduğunu belirten 17 yaşındaki Salih Karabıyık, “Benim hayalim ülkemizde en azından üniversite okuduğumuzda iş bulabilmemiz. Şu an baktığımızda birçok üniversite öğrencisi işsiz. Gerek hükümet gerekse yöneticilerden bu sebeple şikayetçiyim. İnşallah düzelir” dedi. 

Hitit Üniversitesi Sosyal Güvenlik Bölümü öğrencisi Ferhat Kirişçi, “Güzel bir işim olsun istiyorum. Terörün, kadın cinayetlerinin, savaşın olmadığı bir ülke hayal ediyorum. Bide gençlerin iş bulabildiği…” şeklinde konuştu.  

‘GELECEĞE DAİR PLANIM YOK’
Kent merkezinde sokak müzisyenliği yapan 18 yaşındaki Cemal Can, Türkiye’de gelece dair hiçbir planının olmadığını belirterek, “Sokak müzisyenliği yapıyoruz, durumumuz ortada. Her seferinde zabıtalarla, polislerle sıkıntı yaşıyoruz. Kanunda yeri olmadığı halde sürekli işimiz engellenmeye çalışılıyor. Sokak müzisyenlerinin engellenmeye çalışılmadığı bir ülke hayal ediyorum” dedi. 

Haber/Röportaj: Nurdan AKBAŞ

Editör: TE Bilisim