Halk arasında Erzurum Dede adıyla bilinen Abdülcebbar Dede Türbesi ilgi bekliyor.
Ankara Yolu üzerinde bulunan ve özellikle hafta sonları piknikçiler ile adak kesenlerin uğrak yerlerinden biri konumunda olan Erzurum Dede Türbesi, bakımsızlıktan âdeta dökülüyor.
Türbe ana binasının yanı sıra bay ve bayan tuvaletleri, adak kesim alanı ve yemek pişirme bölümlerinin baştan sona kapsamlı bir bakım ve onarıma gereksinim duyduğu gözleniyor.
Ayrıca adak kesilen kurbanların işkembe ve daha farklı bölümlerinin uluorta bırakılması çevre kirliliğine neden olurken, etrafa yaydığı ağır ve pis koku da artık çekilmez boyutlara ulaşmış…
Bütün bunların dışında, şehir merkezine oldukça yakın olmasına rağmen “gözden ırak” konumu itibarıyla Erzurum Dede mevkiinin “alkol tüketimi” için “kaçamak” yapılan yerlerden biri olduğu biliniyor.
Erzurum Dede’ye adak kesmek için giden aileler bu durumdan son derece huzursuz olduklarını ifade ederken, pek çok yurttaş da İslâm dininde mevtaya ve özellikle evliyaya saygı duyulmasının gerekliliğine vurgu yapıyor.
Sonuç olarak en kısa sürede Erzurum Dede Türbesi’nin çevresiyle birlikte elden geçirilmesi ve daha sıkı denetlenmesi yetkililerden bekleniyor.



ERZURUM DEDE KİMDİR?
Erzurum Dede olarak da bilinen Abdülcebbar Dede, Abdulkâdir Geylânî Hazretleri’nin evlatlarından olup aynı zamanda seyyiddir. Türbesi, Ankara Yolu üzerinde Hatap Un Fabrikası civarındadır. Bu türbenin vakfı olmadığından, çoğunlukla ilkbahar-yaz mevsimlerinde gelen ziyaretçiler tarafından yapılan bağışlarla idare edilmektedir.
Çorumlu Araştırmacı-Yazar Ethem Erkoç’un “Çorum Evliyaları” isimli kitabında yer aldığı üzere; “Erzurumlu Sultan adıyla da anılan Erzurum Dede, Abdulkadir-i Geylani Hazretlerinin torunu olarak bilinir. Yaşamını sürdürdüğü çiftlik köyünde Yoğunçukuru mezrasında metfundur. Üzerinde ahşap bir türbe bulunmaktadır. 1805 yılında seksen senedir harap durumda olan bu türbeyi meşayihten Şeyh El-Hac Mehmet Efendi yeniden tamir ettirmiş ve türbedarı olmuştur. 1812’de vefatı üzerine yerine Şeyh Mehmet Mustafa türbedar olmuştur. 1845 tarihli temettuat defterinde Takke-i Erzurum şeklinde ifade edilen bu köyde vergi veren sadece iki kişi görülmektedir. Çiftçi Hoca Salih, hiçbir ücret talep etmeksizin tekke nişin görevini ifa etmekte idi. 1890 tarihli bir terekede Tekke nişin oğlu Ali b. Osman b. İbrahim türbe tamiri için iki yüz kuruş bıraktığı kayıtlıdır.”



ABDÜLCEBBAR DEDE, ÇORUM’A NASIL GELDİ?
Kaynaklarda Abdülcebbar Dede’nin Çorum yöresine gelişiyle ilgili “tatminkâr” bir bilgi bulunmamakla birlikte araştırmacılar, 14. yüzyılda İlhanlı devletinin yıkılmasından sonra oluşan beyliklerin birbirine düşmeleri (Akkoyunlu-Karakoyunlu aşiretleri ve Aratna-Kadı Burhanettin, mücadeleleri gibi…) sonucu oluşan kargaşa sırasında Erzurum Dede’nin Çorum’a hicret etmiş veya görevle irşad için gönderilmiş olabileceğini kuvvetli bir ihtimal olarak belirtiyorlar.



İNANIŞA GÖRE…
Çocuğu olmayanlar, baş, göz ağrıları olanlar, yılancık ve çıbanları olanlar, bahar ve yaz aylarında bu türbeye gelerek Allah rızası için kurban keserler ve türbeye bağışta bulunurlar. Türbenin yanında çanaklar bulunmaktadır. Halk bu çanaklara süt döküp, dökülen bu sütü kuşluk vakti gelip çıban ve yaralara sürülürse iyileşeceklerine inanırlar.

(Recep SERBES)

Editör: TE Bilisim