Son yıllarda ise, bağların önemi bir kat daha arttı. Hatta, insanların doğayla başbaşa olma, kırlara açılma ihtiyacı karşısında, bağların yetmediği yerde hobi bahçeleri doğdu. Bağlar ise, birbirinden güzel villalarla, bağ evleriyle çok daha farklı bir görünüm kazandı. Pek çok bağda, insanlar yaz boyu yaşamaya başladılar. Daha ötesi, doğayla başbaşa yıl boyu yaşayan ailelerin sayısı da az değil. 
Pandemi sürecinde ise, bağlar ve bahçeler, eve hapsolmaktan kurtulma adına çoğu aile için adeta “kurtarıcı” oldu.


Günlük yaşam alanı haline gelmesine bağlı olarak, bağcıların altyapı konusundaki talepleri elbette bitmek bilmiyor. Ama, bağlardaki daha önemli bir rahatsızlık; huzur bozan, ölçüsüz davranışlar. Örneğin, bağ yollarında ya da bağ içlerindeki boşluklarda, arabaların içinde içki içilmesi, aileleri rahatsız edici hareketlerde bulunulması… Hele de, “insanların yüreğini ağzına getiren” silah atmalar…Aşka gelip bağların bir köşesinden saydırılınca, diğer köşeden aynı şekilde buna karşılık verilmesi… 
Düğün veya benzeri toplantılarda, asker uğurlama törenlerinde, havaya silah sıkılması yüzünden nice büyük facialar yaşandığını bilmeyen yok. Ama yine de bu kötü âdetten vazgeçilmiyor. Bağlarda silah atılması, yükseklerde de yaşayanlar olduğundan, ayrıca büyük risk taşıyor. Kaldı ki, herhangi bir kaza olmasa da, insanların huzurunu bozmaya kimin hakkı var? 
Çorum’un en gözde bağları Ilıca, Ayarık ve İçeridere başta olmak üzere tüm bağların sakinlerinden bu konuda şikayetler alıyoruz. Özet olarak, Çorum’un bağları sükûnet ve huzur istiyor. Aile yaşamına saygı istiyor. 
(Haber Merkezi)
 

Editör: TE Bilisim