Siyasi parti, sendika ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen basın açıklamasında platform adına konuşan DİSK/Emekli-Sen Çorum İl Temsilcisi Hikmet Aydın, DİSK’in kurulmasının Türkiye işçi sınıfının kendi çıkarları doğrultusunda direniş ve eylem yapmasında bir hareketlilik sağladığını belirterek, “Bu hareketlilik Türk-İş’i büyük oranda etkilemiştir. Bu direniş ve eylemler işçiler için kazanımlarla sonuçlanmıştır” dedi. 
Çorum’da da Belediye Başkanı tarafından işten atılan 54 işçinin 1966 yılında gerçekleştirdiği “Temizlik İşçilerinin Yalın Ayak Yürüyüşü” ve “Ölüm Yürüyüşü” olarak da bilinen yürüyüşün Türkiye işçi sınıfının unutulmaz eylemlerinden olduğunu, bu önemli deneyimlerden birisinin de1969 yılında yaşanan, Çorum İl Özel İdaresine bağlı Alpagut Linyit İşletmeleri işgali olduğunu kaydeden Aydın, konuşmasına şu şeklide devam etti:
“Devlet ve sermaye sendika örgütlenme özgürlüğünü daraltmaya, özel olarak da DİSK’i engellemeye yönelik yasal bir düzenleme hazırladılar. Bu yasal düzenlemeyle, sendikal örgütlenmeye baraj sınırı koyarak DİSK’i sahanın dışına itmeyi amaçladılar.  
15-16 Haziran 1970 işçi direnişi Türkiye tarihinde o güne kadar gerçekleşmiş, en büyük, en kitlesel işçi eylemidir. Eylemin önemi sadece kitleselliğinden gelmiyor. Asıl önemi, işçi sınıfının varlığını, gücünü kitlesel olarak ortaya koyarak; devlet, sermaye ve sarı sendikaların sendikalaşmanın önüne koyacakları oyunu bozmasıdır.  
İşverenlerin tek taraflı beyanı ile hiçbir işçi damgalanarak işinden olmamalıdır. İşten çıkarma yasağındaki tüm istisnalar derhal kaldırılmalı, işverene kanıtlama yükümlülüğü ve etkin denetim getirilmelidir. Aksi halde yaşanacak yeni mağduriyetlerin sorumlusu ülkeyi yönetenler olmaya devam edecektir. 
Şu anda varlığı ile yokluğu belirsiz bir Türk-İş, AKP güdümünde bir Hak-İş ve büyük fabrikalardan yer yer tasfiye edilmiş, yer yer kazınmış DİSK’e bağlı sendikalarda, yani üç işçi konfederasyonun çatısı altında sadece toplam 1 milyon işçi üye. Yani yaklaşık 12 milyonluk bir işçi kitlesinin sadece ve sadece 1 milyonu yani on iki de biri sendikalı yani örgütlü. İçerisinde yaşadığımız süreç sermaye güçlerinin güldüğü bir süreç. Bu süreci emekçilerin lehine dönüştürebilmek yine emekçilerin ellerinde.” (Haber Merkezi)   
 

Editör: TE Bilisim