Çorum’un ekonomik, sosyal ve kültürel hayatında Çimento Fabrikası’nın önemli yeri olduğunu, fabrikanın, lokali ve havuzuyla kentin sosyal yaşamına, Çimentospor’la sporuna, tiyatro topluluğuyla kültürüne önemli katkılar sağladığını, bunun yanısıra, Çorum’da tornacılığın ve dolayısıyla makina imalat sektörünün gelişiminde büyük katkılarının olduğunu anlatan Yolyapar, “Yıllarca gazına, tozuna katlandık, ama kentin gelişimine katkılarını da görmezden gelemeyiz” dedi. 
Geleneksel toprak sanayi sektörünün, 1980’lerde Özal’ın sağladığı teşviklerle teknolojisini yenileyip kapasite artırdığını, 80’lerde ve 90’ların başında “Anadolu Kaplanı” olarak nitelenen Çorum’un Kayseri, Gaziantep, Denizli üçlüsünün hemen arkasından sanayileşme yolundaki kent haline geldiğini vurgulayan Mehmet Yolyapar, 1990’lardaki OHAL teşviklerinin Çorum’un sanayileşmesini duraksattığını ifade ederek, “Bugün ne yazık ki, Kayseri’yle kıyaslanabilir durumda değiliz, mesafe çok açıldı” diye konuştu. 


Başkan Yardımcısı Turhan Candan’ın, “Çorum’un önceliği” konusundaki sorusunu “Havalimanı” diye yanıtlayan Yolyapar, “Çorum’un asırlık özlemi olan demiryolu, etüt-proje çalışmalarıyla devletin programına girmiş durumda. Bu büyük yatırımın biraz daha çabuklaştırılması için gayret göstermek zorundayız. Ama havalimanı kısa sürede gerçekleştirilebilir durumda. Merzifon Hava Üssü’nün pistinden sivil hava ulaşımı için yararlanmayı, geçici, kısa vadeli çözüm olarak biz Çorumlular istedik ve bunun gayretini gösterdik. Orta vadede kendi havalimanımızdan hiç vazgeçmedik. Çünkü havalimanı olmadan sanayi kenti olunamaz. Bu görüşümü, bıktırırcasına savunmaya ve yazmaya devam edeceğim.” ifadesini kullandı.
Duayen gazeteci Yolyapar, Çorum’un “Çorum Milliyetçisi” bir evladı olarak ileri hedefler ortaya koymaya ve hemşehrilerini de bu hedefler etrafında toplamaya çalıştığını  anlatırken, özetle şunları söyledi: “Hayali olmayanın geleceği olmaz. Ben Çorum’u, kent nüfusu 500 bin, üniversite öğrenci sayısı ilk etapta 50 bin, turist sayısı yine ilk etapta 500 bin olan Büyük Çorum olarak hayal ediyorum. Bir milyar dolar ihracat hedefini aştık çok şükür. Bölgesinin sanayi, ticaret, kültür-sanat, eğitim, sağlık, spor, turizm merkezi bir Çorum…Bu potansiyele de sahibiz. Yeter ki inanalım ve bu hedefler etrafında birleşelim. O takdirde daha yaşanır bir Çorum’u kendi ellerimizle kurmuş ve her bir Çorumlu’nun ekmeğini büyütmüş olacağız.”
Çorum Çimento Fabrikası’nın Belediye tarafından satın alınmış olmasını “tarihi bir gelişme” olarak niteleyen Mehmet Yolyapar, “Başkan Aşgın, çok başarılı bir operasyonla, Çimento’yu uygun fiyata Çorum’a kazandırdı. Bence bu bir başarı öyküsüdür. Burasının en verimli biçimde değerlendirilmesiyle, Çorum’un çehresi değişecektir. Zaten, Saat Kulesi civarındaki tarihi yapıları ortaya çıkaracak düzenleme, Kale ile Saat Kulesi arasında oluşturulacak Kültür Yolu gibi projeler Çorum’un görünümünü değiştirecektir. Çorum bu değişimle nitelikli göç alarak büyümeye devam edecektir diye umuyorum. Çorum’un dinamizmini kaybetmesine, emekli kentine dönüşmesine seyirci kalamayız.” değerlendirmesini yaptı. 
Çorum Futbol Kulübü’nün Süper Lig’e çıkmasının da “Büyük Çorum” hedefi içinde yer aldığını anlatan Yolyapar, futbolun Çorum’u birleştirici bir unsur olduğunu, Süper Lig’in Çorum’un kent olarak çıtasını yükselteceğini, bu amaca ulaşabilmek için de tüm Çorumluların katkısının sağlanması gerektiğini vurguladı. Yolyapar, Çevreyolu’ndaki leblebi satış yerlerinin Çorum’un tanıtımındaki sorumluluklarına da değindiği konuşmasında, “Bazı yerlerde ne yazık ki kalitesiz leblebi satıldığı görülüyor. Çorum’dan transit geçen yolcuların ‘Meşhur Çorum leblebisi bu muymuş?’ şeklindeki serzenişlerine çok tanık olduk. Lütfen, üç-beş kuruş fazla kazanma uğruna Çorum’a bu kötülüğü yapmayalım. Zaten ‘asıl leblebi diyarı biziz’ diye Çorum’un bu unvanını elinden almaya çalışanlar varken, onların eline böyle koz vermemeliyiz.” dedi. 
(Haber Merkezi)
 

Editör: TE Bilisim