17 Aralık 2012 yılında Isparta 40. Piyade Er Eğitim Komutanlığı Eğitim Taburu'nda eğitimini tamamladıktan sonra 2013 yılında Siirt 3. Komando 4. Tabur 2. Bölük’te uzman onbaşı olarak 2 yıl görev yapan 28 yaşındaki M.K., gördüğü baskılar nedeniyle görevinden ayrıldığını, şimdi ise bir inşaat şirketinde gece bekçisi olarak çalıştığını söyledi.

“BİZİ SİNDİRMAK İÇİN SÜREKLİ SAVUNMAMIZI ALDILAR”
Kendisine ve arkadaşlarına uygulanan baskı ve yıldırma politikaları nedeniyle ordudan ayrıldığını iddia eden M. K. şöyle dedi:
“Aslında o döneme ait o kadar çok anlatılacak şeyler var ki, ben emin olduğum hatta şahit olduğum bazı önemli şeyleri anlatmak istiyorum. Ben anlatayım ki, yaşadıklarımız duyulsun ve bilinsin. Çok baskı gördük, çok aşağılandık. En ufak bir yanlışımızda, örneğin yemekhane temizliği öne sürülerek bir albayın yumruklarına hedef oldum. Hakaretler gördüm. Ben ve benim gibi durumda olan çok sayıda silah arkadaşım çeşitli ceviz kabuğunu doldurmayacak bahanelerle üzerlerinde baskı oluşturuldu.

“BİMER’E ŞİKÂYET DİLEKÇESİ YAĞDI”
Baskılar nedeniyle BİMER’e şikayet dilekçeleri gönderdik. Şikayet eden birçok uzman çavuş korkuyordu. Susmaya mahkum oldular. Kiminin ev, kiminin araba, kredi borcu vardı. Meslekten atılma korkusu yaşıyorlardı. Yada sicil notunun düşürülmesi korkusu yaşıyorlardı. Yeteri kadar konuşmuyorlardı. Korku salınmıştı o dönemler. Uzman çavuşlar başka birliklere gönderildi. Bana yumruk atan üst rütbeli kişiyi o dönemin bölük komutanımıza cesaret edip şikayet ettim. Tahkikat heyeti dilekçemi inceledi ve ‘Her şeyden uzak inandırıcı ve kesin net bir kanaate varılmadığından kovuşturmaya yer yoktur’ denilip bana resmi olarak bildirildi. Kısacası baskı gören ben ve diğer silah arkadaşlarım. Üst rütbeli kişi yada kişileri şikayet etmemize rağmen hiçbir sonuç elde edemiyorduk. Bu anlattığım sadece bir örnektir. Resmi olarak bu konuda dilekçelerim halen elimde mevcuttur. İsmi de bellidir. Kısacası biz uzmanlar her türlü baskıya maruz bırakıldık. Bizi sindirmek içinde bol bol savunmamızı aldılar. Ali Can Erkilepliloğu, o dönem 60 uzman çavuşun içlerinde astsubaylar olmak üzere diğer bölüklere dağıtılmasında bilgisi mevcuttur. Bu insanlan neden bu bölükten tesviye edildi. ”

“17 ASKER ÖLÜME GÖNDERİLDİ”
Çeşitli nedenlerle kendisi gibi birçok arkadaşının ordudan ayrıldığını söyleyen M.K., Siirt’in Pervari İlçesi’nde takviye amacıyla Jandarma Özel Harekat timini taşıyan İl Jandarma Komutanlığı'na ait bir Sikorsky S-70 helikopterin Siirt-Şırnak-Van üçgeninde yer alan Herekol Dağı'nda düşmesiyle ilgili de çarpıcı açıklamalarda bulundu. Helikopterde bulunan 14’ü Jandarma Özel Harekât mensubu ile birlikte 17 silah arkadaşının şehit olduğunu söyleyen M.K., “O dönemin Siirt Valisi Ahmet Aydın’dı. İstanbul’da yürütülen FETÖ/PDY soruşturmasında gözaltına alındı. Daha önemlisi ise, Siirt 3’ncü Komando Komutanı Tuğgeneral Mehmet Şükrü Eken’in helikopterin havalanması talimatını veren kişi olduğunu söylendi. Çünkü o bölgenin sorumlusu oydu. O zaman göreve yeni başlamıştım. Birliğimde 17 şehit sonrası herkesin morali sıfırdı. Ne olduğunu sorduğumda tüm herkes şehit olan silah arkadaşları için üzülüyordu. Böyle bir havada arkadaşlarımız ölüme gönderildi şeklinde askerler aralarında konuşuyordu.
FETÖ terör örgütü soruşturmasında şuan ismi bulunan ve Samsun-Sinop Sıkıyönetim Komutanı olarak listede ismi yer alan Samsun Garnizon Komutanı Mehmet Şükrü Eken’in helikopter havalansın emri veren bu kişi o dönemin yine Harekat Eğitim Şube Müdürü Şahin Karatekin operasyon emrini hazırlayan kişi olarak söylendi. O gün görevde olan Kutlu Çakır Üstteğmen’in ise havanın sisli, yağmurlu ve uçuşa elverişsiz olduğunu söylemesine rağmen 17 askerin ölüme gönderildiği anlatılıyordu. O gün helikopteri kullanan şehit pilotun helikopterde bulunan hava durum takip cihazından bakarak havanın sisli puslu olduğunu bu durumda uçuşun mümkün olamayacağını tugayın komuta kademesine iletmiş fakat bile bile helikopter kalktı. Ayrıca o gün ne vardı. Operasyon olarak ortada terör unsuru mu vardı. Çatışma mı çıkmıştı da bu şehit olan arkadaşlarımız oraya nakil edildi. Bunları detaylıca sorup araştırmak gerek. Benim kendi görüşümde bunlar bir şekilde allanıp pullanıp olayı ört pas ettiler” dedi.
Amacının hiç kimseyi suçlamak olmadığının altını çizen M.K., o dönem böyle bir düzenin oluştuğunu hissettiğini ve BİMER'e şikayette bulunduğunu belirterek “O dönem orada görev yapmış vicdan sahibi asker kalkıp tüm bu dönen dolapları anlatır. Ben şehitlerimize Allah’tan rahmet kederli ailelerine başsağlığı diliyorum” dedi.



(Yusuf ÇINAR)
Editör: TE Bilisim