Pandemi nedeniyle milletçe bir yılı aşkın süredir çetin bir mücadelenin içinde olduklarını kaydeden Aydın, “Özellikle kamu çalışanları bu savaşın en ön safında yer alarak milletimize varlıklarının ne kadar önemli olduğunu göstermiş ve şükür sebebi olmuşlardır. İşte bu şartlarda çalışanlarımızın hak ettiklerini almaları için verdiğimiz mücadelede sesimizin daha gür çıkmasına vesile olduğu için 1 Mayıs’ı çok önemsiyoruz” ifadelerini kullandı.  
1 Mayıs’ın emeğinden başka hiçbir sermayesi olmayan çalışan, işsiz, yoksul, esnaf ve hatta ev hanımlarının bir araya gelerek hakları için seslerini yükselttiği ve güç birliği yaptığı gün olması gerektiğini belirten Aydın, açıklamasına şu şekilde devam etti:
“İçinden geçmekte olduğumuz bu zor günlerde, hayatımızın normal akışında seyretmesi işçisinden memuruna, zanaatkârından esnafına kadar her şart altında fedakârca emek harcayan çalışanlarımız sayesinde mümkün olmaktadır. Bugün salgına karşı en büyük gücümüz, başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere bütün kamu görevlilerimizin ve çalışanlarımızın fedakâr hizmetleridir. Hepimizin sağlık kaygısı nedeniyle evlerine kapandığı günlerde bile devletimizin posta, zabıta, belediye, itfaiye, güvenlik, ulaşım, vergi, tapu, tarım ve ormancılık, diyanet, eğitim, sağlık, kültür, sanat, elektrik, su, altyapı hizmetleri kesintisiz olarak devam ediyorsa elbette bunu canları pahasına hizmet yürüten kamu görevlilerimize borçluyuz.
Hal böyle iken, hizmetlerin devamının sağlanması için her platformda ifade ettiğimiz gibi güvenceli istihdamın tek çare olduğu ortaya çıkmaktadır.  Taleplerimizin başında yer alan güvenceli istihdam modelinin, beyhude bir istek değil bir gereklilik olduğu görülmelidir.  Türkiye Kamu-Sen olarak “Memur Paketi” teklifimiz çalışma hayatının acil sorunlarına çözüm getiriyor. Güvencesiz, kuralsız çalışmanın yaygınlaşmasına neden olan sosyal ve ekonomik politikalar nedeniyle azalan reel ücretlere çare de memur paketinde yer alıyor. 
Pandemi sonrasında özellikle çalışma hayatının büyük bir dönüşüm yaşayacağı ortadadır. Bu dönüşümün çalışanlarımız aleyhine, güvencesizliği körükleyecek, ücretlerin düşmesine neden olacak şekilde gelişmemesi için daha fazla örgütlenmeye ve her zamankinden daha fazla mücadeleye ihtiyacımız olacaktır. İçinde bulunduğumuz durum, yalnızca ülkemizin değil tüm dünyanın ortak sorunudur. Bizler bu sürecin haklarımızın kısıtlanmasına değil emeğin ve emekçinin değerinin anlaşılarak haklarının teslim edilmesine aracı olmasını istiyoruz.
 
İşçisiyle, memuruyla, işsizi ve emeklisiyle tüm çalışanlar olarak büyümesine katkıda bulunduğumuz milli gelirin hakça paylaşılması, sosyal devlet ilkesinin hayata geçirilmesi ancak adaletsizliğe “dur” diyen bireyler ve kurumların çoğalmasıyla mümkün olacaktır.
Türkiye Kamu-Sen olarak biz çalışma barışını sağlamış, yönetime katılma hakkı olan çalışanlar görmek istiyoruz. Geleceğe güvenle bakan, birbirine saygılı, mutlu, müreffeh, muasır medeniyet seviyesinin de üzerine çıkmış bir toplum istiyoruz.
Dayanışma ruhu içinde bir araya geldiğimiz, demokratik, ekonomik ve sosyal haklarımızı elde ettiğimiz, adaletli bir yapı içinde, yeniden meydanları bayraklarla ve sloganlarla doldurduğumuz 1 Mayıslarda buluşmak dileğiyle, tüm çalışanlarımızın Emek ve Dayanışma Gününü kutluyoruz.” (Haber Merkezi)

Editör: TE Bilisim