Uyandım baktım ki sabah olmuş.. / Ah! Ne umutlar doğmuş içime..

Sevinçle haykırdım gökyüzüne; / Günaydın gül yüzlü sevdiğime,

Günaydın dünyanın bütün annelerine, / Günaydın Mahalleye,

Mahalleliye../ Köşedeki muhallebiciye, / Sokaktaki simitçiye..

Günaydın dostluğun ve bir lokma ekmeğin kıymetini bilene ..

Denize, / Güneşe../ İyiliğe, güzelliğe.. / Sevgiyle, Günaydın ..!

Aynı göğün altında yaşayan herkese..“ (Nazım Hikmet Ran)

ATATÜRK’Ü ÇOK GÜLDÜREN BİR ANI (MAZHAR OSMAN VE ATATÜRK)

Bir gün nüktedan ve renkli kişiliğiyle tanınan Akıl ve Ruh Hastalıkları Uzmanı Ünlü Mazhar Osman, Atatürk'le sohbet etmektedir. Bu sohbet esnasında bir ara Atatürk, Mazhar Osman’a sorar: Osman Bey, bu delilik nasıl bir şey?

“Gazi Paşam az da olsa herkeste bir parça vardır” deyince Atatürk, “Ne demek istiyorsun, bende de mi var?” diye sorar. Hoşsohbet ve sözünü esirgemeyen biri olan Mazhar Osman: “Ohooo... Sizde herkesten bin beteri var. İçeride ve dışarıda dört iklim yedi cihana kafa tutmak akıllı adamın yapacağı iş mi?” der. Atatürk bu söze dakikalarca gülmüştür...

ANAN NE GİYİNSİN SÜLEYMAN?

Yavuz Sultan Selim, devlet harcamalarında olduğu gibi kişisel harcamalarında da sadeliği ön planda tutardı. Bu yüzden süslü elbiselerin kadınlara yakıştığını düşünür ve erkeklerin böyle giyinmelerini doğru bulmazdı. Günün birinde oğlu Şehzade Süleyman (Kanuni ) pek süslü ve parlak elbiseler giyinmiş ve pahalı mücevherler takınmış olduğu halde huzuruna çıktı. Oğlunun bu giyimini gören Yavuz, “Sen böyle giyinirsen anan ne giyinsin Süleyman? Anana takacak ziynet bırakmamışsın” dedi.

MEŞHUR MÜZİSYEN FRANZ LIZST İSTANBUL’DA

1847 yılında İstanbul’a gelen ünlü besteci Franz Lizst, kendisi de sanata çok meraklı olan Sultan Abdülmecit’in huzurunda piyano çalmış ve Donizetti Paşa’nın (Giuseeppe Donizetti) bestelediği Mecidiye Marşını seslendirmişti. Donizetti’nin Abdülmecit’in babası 2. Mahmut için bestelediği “Mahmudiye Marşı” on bir yıl, Sultan Abdülmecit için bestelediği “Mecidiye Marşı” da (1839) tam yirmi iki yıl boyunca Osmanlı Devleti’nin Ulusal Marşı olarak çalınmıştı.

BAADDİN FIKRALARI

1-Her gördüğün kadından elektrik alırsan faturayı cehennemde ödersin.

2-Eskiden evlenecek kızların tek hayali Singer dikiş makinesiydi. Şimdi ise denizde yat, karada kat, ahırda at, faturalı hat, kaynanasız hayat…Ohh ne rahat!

3-Boşanma davasında hakim Temel’e sormuş, “Evladım, niçin karına bir yıldır tek kelime bile söylemedin?” Temel: “Lafını kesmek istemedim Hakim bey!…

4-Önce ıslık çalıp şeytan çağırıyorum, sonra da besmele çekip kaçırıyorum. Azıcık spor yapsın şerefsiz!

5-Biraz TRT Haber’i izleyim de memlekette her şey normalmiş hissine kapılayım!

6-Yunanistan’da din adamlarının çoğu Yunan milliyetçisi, Rusya’da din adamlarının çoğu Rus milliyetçisi, Ermenistan’da din adamlarının çoğu Ermeni milliyetçisi ama Türkiye’deki din adamlarının çoğu Türk’lük düşmanı! İşte

Türk milletinin en büyük sorunu budur. (İlber Ortaylı)

7-Amasya Belediye Başkanı Mehmet Sarı, “Amasya’da yabancı isim taşıyan iş yerlerine ruhsat verilmesini yasaklıyorum. Eğer Türkçe’den utanıyorsa, Türkçe kelimeden sıkılıyorsa Türk milletinin parasını almaya da hakkı yoktur.” demiş.

(Bu ilan 28 Eylül’de 2020’de Facebook’ta yayınlanmıştır.)

8-Zeki adamlar kolay uyum göstermezler. Ömürleri aileye, okula, işyerine, kurumlara ve devlete kafa tutmakla geçer. Beyinsel ve duygusal zekâları onları sürüdeki kara koyun haline getirir.

9-Param olmadan da çok şey aldım ben. A) Edep aldım, b) Gönül aldım, c) Öğüt aldım ve d) İbret aldım.

10- Sokakta karşılaştığınız bir kadın elini havaya kaldırıp avucunun içindeki siyah noktayı gösterirse, bu kadının sessiz yardım çığlığıdır. Böyle bir el görürseniz, bu “Emniyet güçlerine haber verin” demektir. Avuçtaki siyah nokta, “Şiddet görüyorum, ya da başım belada “ anlamını taşıyormuş. Dikkatinize sunarım.

30 Eylül 2020