Paris’te gerçekleştirilen basın toplantısı sonrası açıklamaya bakılırsa, Türkiye, FATF tarafından kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadele konusunda yeterince çaba göstermediği gerekçesi ile “gri liste”ye alındı.

Nedir bu gri liste diyecek olursanız? “ülke için ağır itibar kaybı” dır. Eski ekonomi bakanı Ufuk Söylemez’in deyimi ile; “30 yıl önce dahil olduğumuz bir uygulama. Son yıllarda varlık barışı gibi uygulamalarla kara para Türkiye’de cirit atmaya başladı. Bu durumu sadece güçlü hukuk ve demokrasi düzeltebilir” dedi.

Gri liste Türkiye’nin kara para ile uğraşa ilişkin, verdiği sözleri tutmadığı anlamına geliyor. Dahası kara parayı iş edinenler için uygun, elverişli bir ortam olduğuna dikkati çekiyor.

Türkiye'yi “gri liste”ye alan, kısa adı FATF olan, OECD çerçevesindeki Mali Eylem Görev Grubu. Türkiye, bu her iki grubun da üyesi. FATF Başkanı Marcus Pleyer, “Türkiye endişeye sebep olan tüm başlıklarda ilerleme sağlasa da ciddi sorunlar devam ediyor. Özellikle bankacılık, altın ve değerli taşlar satıcıları ve emlakçıların izlenmesinde sorun devam ediyor. Türkiye, kompleks para aklama olaylarına karşı ciddi mücadele ve IŞİD, El-Kaide dahil terörün finansmanına dair önemli adımlar atmalıdır. Türkiye hükümeti daha önce bu alanlarda ilerleme sağlayacağına dair taahhütlerde bulunmuştu. Burada somut adımlar atılması gerekiyor” sözlerine yer veriyor.

Daha önce 2011 yılında da gri listeye giren ülkemiz, yapılan bazı düzenlemeler sonucu Maliye Bakanı Mehmet Şimşek zamanında 2014 yılında listeden çıkarılmıştı.

Gri listeye giriş 2019 yılına kadar uzanan bir birikimin sonucu, bazı sözler vermiş, bazı taahhütlerde bulunmuşuz, fakat bu sözlere uymamışız. Verilen sözler ise; “Kara para aklanması ve terörün finansmanıyla mücadelede kapsamlı bir ulusal strateji ilan etmek, Uluslararası adı FIU (Financial Intelligence Unit) ile anılan MASAK'ta stratejik analiz kapasitesini geliştirmek. Sınır ötesi kaçakçılıkta ele geçirme düzeyinin arttırılması. Kolluk kuvvetlerini, terörün finansmanı faaliyetlerini terör suçlarıyla birlikte soruşturmasını teşvik etmek. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kapsamındaki mali yaptırımların uygulanmasındaki gecikmeleri ortadan kaldırmak.”

Gri liste ile Türkiye yakın takibe alındı. FATF’nin gri listesinde Arnavutluk, Bahamalar, Barbados, Kamboçya, Gana, İzlanda, Jamaika, Moğolistan, Myanmar, Pakistan, Nikaragua, Panama, Suriye, Uganda, Yemen ve Zimbabve gibi ülkeler bulunuyor. Ülkeyi Uganda düzeyine düşürmenin “dış güçler” edebiyatı ile açıklanmasının olanağı yok.

Bu listeden çıkılamaz mı? Elbette mümkün fakat önce demokrasi. Önce verilen sözlerin eksiksiz yerine getirilmesi.

Gri listeden çıkayım derken, beterin beteri de var. Kara listeye düşmek te var. İktidarın gidişine bakılırsa, daha kötüsü kara listeye düşmeyelim de. Zira griden sonrası kara liste. 10 büyükelçi sınırdışı edilmiş olsaydı, ülke ekonomisinin düşeceği durumu ve yaptırımları düşünmek bile istemiyorum.

Rahip Andrew Brunson olayında “heyt” demenin bedelini, paramızın %40 değer kaybı ile ödemiştik, yetmemiş üstüne ek olarak Brunson’u da uçağa bindirip göndermiştik. O da yetmemiş Donalt Trump “ekonominizi mahvederim haaa...” diye külhanbeylik yapmaya devam etmiş, “akıllı olun” filan demişti.

Şimdi gri listeden çıkış, düşmeme tedbirlerinden daha da zor. Yakın izlemeye alındık. İktidarın son söylemleri ve gidişatı “kara liste”nin de ihtimal dışı olmadığını gösteriyor. Yanılmış olmayı diliyorum.