TİTANİK’İN BATIŞI GİBİ…

Özkök dönemi, Hürriyet için gerçekten sonun başlangıcı sayılır.

Nedenlerini sıralamak gerekirse, Türk basınında Cumhuriyet’ten bu yana böylesine hedefsiz ve amaçsız, böylesine baştan savma ve başı boş, yani “Saldım Çayıra, Mevlam Kayıra” rahatlığı ile yönetilen hiçbir gazete olmamıştır.

Peki nedir hatalar?

Erol Simavi dönemi ile Aydın Doğan dönemini ayırmak gerek.

Simavi hayatta ve gazeteyi henüz satmamış iken Ertuğrul Özkök’ün harekat alanı çok geniş değildi.

Ancak en rahat dönemi Aydın Doğan’ın bu gazeteyi satın almasıyla yaşadı Özkök.

Peki, neler ve hangi hataları yaptı bu dönemde.

-Hürriyet Haber Merkezi şaşkınlık yaşadı. Alışılmış dönemin sona erdiği hemen anlaşıldı.

-Haberi üreten denenmiş ve başarıları belli muhabir ve foto muhabirleri devre dışı bırakıldı.

-Haber Merkezinin tadının kaçtığını, bunun devam edeceğini sezen başarılı elemanlar emekliliklerini istedi.

-Yazı İşleri kadrosunda değişiklikler yapıldı. Kadrolar hallaç pamuğu gibi atıldı. Deneyimli Yazı İşleri elemanları, yan yayın organlarına kaydırıldı, kimileri kenara çekildi, bazıları da emekli oldu.

-Yazar kadroları giderek artınca, siyasetteki gelişmelerin yorumlanması da ayrıştı. Hürriyet’in kuruluşundan bu yana bilinen muhalif yayın politikası, yazarlar sayesinde değişti ve iki kampa ayrıldı. İktidarın yanında olanlar ve uygulanan siyasete karşı çıkanlar.

-Karşı çıkan yazarların okuyucu sayıları artarken “yalaka” yazarların Hürriyet okuyucusu nezdinde tepki görmesi, gazete satışlarını da düşürmeye başladı.

-Habercilik rafa kaldırıldı. Genel Yayın Müdürlerinin Özal döneminde “muhabirliğe soyunması” Türk basınında bir ilk olarak tarihe geçti. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlarla konuşan Genel Yayın Müdürleri gazetelerin manşetlerini bu görüşmelere paralel biçimde hayata geçirdiler. Özkök’ün soyadı bundan böyle “ Özköşk” olarak anılmaya başladı.

-Yazar sayısı artıp, siyasette kutuplaşma başlayınca, iki kutup arasında bu kez ve ilk defa “husumet savaşları” patlak verdi.

-Yurt Haberleri, yani Hürriyet Haber ajansının yetişmiş elemanları birer birer ayrılmaya başladı.

-Anadolu okuyucusu Hürriyet’i terk ederken, büyük kentler de bundan payını fazlasıyla aldı.

Genel Yayın Yönetmenliği süresince, kendisini ayda ilk yürüyen ABD’li astronot Neil Armstrong sanan Ertuğrul Özkök, 20 yıl sonra Titanic misali dev Hürriyet’i yani ülkenin tek ve geçilmez armadası Amiral Gemisini sulara gark ederken, şimdilerde tahlisiye sandalında kendisini hala gazetecilik yaptığını sanıyor.

(Son)