2011 - YGS sınavı yapıldı. Geleceğini belirleyecek sınava büyük umutlarla hazırlanmış olan, 1 milyon 700 bin öğrenci girdi.

Ama bir Nisan şakası gibi, Artvin'den bîr ses yükseldi; sınavda şifre var... Artvin'de avukatlık yapan Ayla Varan şifreyi tespit etti. Olay basına yansıdı. Ortalık karıştı...

ÖSYM Başkanı Ali Demir, basına verilen kitapçığın öğrencilere verilenlerden olmadığını açıkladı. Verilen bu kitapçığın basın için hazırlanmış olduğunu belirti ise de ikna edici olamadı.

Ama her nasılsa Cumhurbaşkanı Gül, Meclis Başkanı Şahin, YÖK Başkanı Özcan ikna oldu ve tatmin olduklarını açıkladılar!

Oysaki ÖSYM Başkam durumu açıklarken, kendisinin de ikna olmadığı beden dilinden anlaşılıyordu...

ÖSYM 1974 de kuruldu. O zamanki adı ÜSYM (Üniversitelerarası Seçme, Yerleştirme Merkezi) idi. 1981 de YÖK'e bağlandı. Adı ÖSYM oldu. YÖK benimsenmedi ama ÖSYM kabullenildi. Uygulanan merkezi sınav, Türkiye koşullarında büyük bir güven oluşturdu. Ve bütün sınavlar ÖSYM ye devredildi. Üniversite sınavları, ALES, TODAİE, ÜDS, TUS, KPDS, KPSS, Askeri liseler, Polis Akademisi, Kaymakamlık, Hâkimlik, Savcılık sınavları gibi birçok sınav ÖSYM tarafından yapılır oldu. Devlet memuru yerleştirme işlemleri bile ÖSYM'ce yapılır oldu.

Çok büyük bir güven kazanmış ÖSYM, ne olduysa son yıllarda güven yitirmeye başladı ya da başlatıldı.

10-11 Temmuz 2011 günü yapılan KPSS sınavında 500 kişi 120 sorunun 120 sini tam yapınca bir şüphe oluştu. Eğitim Bilimleri testinin dışarıya sızdırıldığı tespit edildi. Sınav iptal edildi. Eğitim Bilimleri sınavı yeniden yapıldı.

Ama toplumda ÖSYM ye duyulan güven önemli ölçüde sarsılır oldu. ÖSYM yönetimi büyük ölçüde değiştirildi. Devlet Denetleme Kurulu, YÖK, Cumhuriyet Savcılığı duruma el koydu. Ama bugüne kadar aydınlatıcı bir sonuç çıkmadı.

Şimdi ise bir YGS skandali çıktı ya da çıkarıldı. Neden bu sorular bu şekliyle basına verildi? Nasıl oldu da Artvin'de bîr avukat bu şifrenin farkına vardı?

Sonuçta tüm öğrencilerin kimyası bozuldu. Ve ÖSYM'ye duyulan güven sarsıldı.

Elbette, sınav sonuçlarında başarısı düşük öğrenciler ÖSYM'yi suçlayacak, başarılı öğrenciler zan altında kalacaktır. Bazı dershanelerden kuşkulanılacaktır.

Eğer bu şifre bilinçli konuldu, bu kitapçık basma bilinçli verildi ve bu şifre, açığa çıkması için bilinçli sızdırıldı ise bundan ne amaçlanmış olabilir?

-ÖSYM'ye duyulan güvenin daha da sarsılması ve ÖSYM'nin devreden çıkarılması mı hedeflendi?

-Liseli öğrencilerin tepkisinin yükselmesi mi?

-Vakıf üniversitelerine daha rahat öğrenci alınmasının sağlanması mı?

-Sınavdan hareketle toplumsal bir kargaşalığın önünün açılması mı?

-Seçim sürecine girmiş Türkiye'de gerginliğin daha da artması mı hedeflendi?

-Ya da bu hedefler olmadan çok aptalca bir işlem mi yapıldı?

Peki, bu durumda ne yapılmalı?

-Öncelikle tüm öğrencilerden, eğitim camiasından ve de tüm toplumdan bir özür dilenmelîdîr.

-Bu sınav mutlaka iptal edilmelidir. Danıştay'ın ya da İdare Mahkemesinin kararlan beklenmemelidir.

Aksi durumda:

-Sınav sonucundan kimse tatmin olmayacaktır.

-Öğrenciler 2.sınava (LYS) daha büyük bir gerginlik içinde girecektir. Soru çözmek yerine şifre bulmaya çalışılacaktır.

-Başarılı dershaneler ve tüm başarılı öğrenciler şaibe altında kalacaktır.

-ÖSYM'ye duyulan güven tümüyle yitirilecektir.

-Toplum vicdanı çok rahatsız olacaktır.

-ÖSYM'nin tüm yöneticileri bu şaibeden kurtulamayacaktır.

-Daha da önemlisi öğrenci gençliğin tepkisiyle, toplumda yeni bir gerginlik tırmanacak ya da tırmandırılacaktır.

Eğer bunların olması istenmiyor ise, Üniversiteye girmek için daha iyi bir yöntem geliştirîlînceye kadar, ÖSYM'ye duyulan güvenin daha da sarsılmaması için YGS sınavı, yargı kararı beklenmeden hemen iptal edilmelidir.