Dün
gece Galatasaray dünya devi Real Madrid’i yenerek yeni bir tarih yazdı.
Madrid’deki
ilk maçta Norveç’li hakem 2 penaltımızı verseydi, belki de Real’i
eleyebilirdik. Madrid’te Haçlı zihniyetli Norveç’li hakem, iddia oynamışcasına
Galatasaray’ı katletti.
Aslında,
Real Madrid Barcelona’dan sonra dünyanın en iyi ikinci futbol takımı.
Dünyanın
en iyi teknik Direktörü Mourinho Real’de, dünyanın en iyi futbolcuları Real’de.
Real’e karşı mücadele etmek, Real’le başetmek başlıbaşına bir olay.
Bu
yüzden, “Galip sayılır bu yolda
mağlup” diyerek Galatasaray’ı kutluyorum.
Yarın
(bu) akşam da Fenerbahçe’ye Lazio karşısında başarılar diliyorum.
Dünyaca
ünlü Yugoslav futbolcu Sinisa Mihajlovic’in "Mourinho ile futbol konuşmam.
Futbol oynamamış birinin bazı şeyleri anlamasını beklememeli" sözüne, Jose
Mourinho : "Jokey olmak için önce at mı olmak gerekir?" diyerek,
bilgece cevap vermiş.
1959-1963
yılları arasında Osmancık Gençlik kulübü futbolcusu olarak Çorum Amatör liginde
futbol oynadım. Bir maçta, Sungurlu kalecisi ne zaman topu ayağıma alsam,
“dikkat, iyi vurur, iyi vurur” diye bağırır, ben de uzak yakın demeden topa
vururdum. Maç sonu kaleciye, “neden sürekli iyi vurur, iyi vurur diye
bağırdın?” dedim. Kaleci,” abi iyi gaza geliyorsun, uzak, yakın demeden topa
vurarak bana iyi bir antreman verdin!” dedi.
Antalya’da
öğretmenlik yaparken Amatör Futbol antrenörlüğü kursunu bitirdim.
Serik
lisesi, Serik spor, Çağlayan lisesi ve Batman Yeşiltepespor kulüplerini
çalıştırdım.
1976
yazında Çağlayan lisesiyle Kumluca’ya maça giderken kaleci, stoper ve santrafor
kendi arabalarıyla gitmek istediler. “Olur” dedim. Maça çıktık, ilk 10 dakikada
üç gol yedik. Bir ara kaleci, stoper ve santraforu yanıma çağırdım. Üçü de leş
gibi içki kokuyor, ayakta duracak halleri yok. Hemen üçünü de oyundan aldım.
Tabii yenildik.
Üç
futbolcuyu bir yıl kadro dışı bıraktım. Yeni bir takım kurdum. Ertesi sene
finalde Antalya lisesini yenerek ilk defa Antalya şampiyonu olmuştuk.
Futbolculuk
Allah vergisi bir yetenek işidir. Yetenekli insanlar sıra dışı insanlardır..
Ele
avuca sığmazlar, idare edilemezler ve anlaşılamazlar!
Onları
anlamak yetenek ister, yetenekli olunca da, onlardan olur, yine onları
anlayamazsınız. Yetenekle şımarıklık at başı gider. Sıra dışı insanları idare
etmek olağanüstü bir sabır ve hoşgörü ister.
Şeyh Gâlip, “Bir
şulesi var ki şem-i cânın / Fânusuna sığmaz asumânın”
sözüyle
bu sıra dışı, ele avuca sığmaz yetenekleri kastetmiş olmalı.
1996-2000
yılları arasında Galatasaray’da, sonraki yıllarda Milli takımda mentörlük
(Danışman, akıl hocası, yaşam koçu) yapmış olan Prof. Dr.Turgay Biçer hocamla
sık sık futbolcu psikolojisini konuşuruz.
Turgay
bey, “hocam, yetenekli futbolcular hep çocuk gibidir. Sürekli sevilmek,
pohpohlanmak isterler. Onlara büyük
insanlar gibi davranacaksınız, ama onlardan büyük insan davranışları
beklemeyeceksiniz” der.
Fuzuli’nin çok
sevdiğim bir dörtlüğüyle sıra dışı insanları anlamaya çalışalım.
Derdime vâkıf değil
cânân, beni handân bilir. (Handan=mutlu)
Hakkı vardır, şâd olanlar herkesi şâdân bilir. (Şâd=neşeli)
Söylesem te'siri yok, sussam gönül râzı değil,
Çektiğim âlâmı bir ben, bir de Allah'ım bilir. (Âlâm=elemler, acılar)
1963 Çorum lisesi
mezunu arkadaşlarım, 25 Mayıs 2013 Cumartesi günü saat 10,00’da Çorum lisesinde
toplanıyoruz, unutmayın!...
10
NİSAN 2013